Özel hayatın gizliliği esastır. Özel hayata ve aile hayatına saygı duyulması, yani başkaları tarafından izlenmemesi, incelenmemesi, görülmemesi ve açıklanmaması, birey ve aileler için anayasal bir haktır. Bu hak, birey ve ailelerin mahremiyet, yani gizlilik alanını oluşturur. Bu çerçevede oluşmuş özel hayatın gizliliğinin ihlali suçu ceza yasalarında ve kişisel bilgilerin korunmasıyla ilgili yapılmış yasal düzenlemelerde açıklanır.
Bireyin, kişisel bilgileri, bedeni, kişisel hayatına ait görüntüleri ve bireysel ilişkileri özel hayatın korunması kavramı altında korunmaya alınan unsurlardır. Örneğin bir kişinin bedensel muayenesi, tıbbi tahlil, tetkik, tanı ve tedavi bilgileri gibi. Yine aile hayatı, anne, baba çocuklar arasındaki iletişim ve ilişkiler mahremiyet alanı içerisindedir.
Özel hayatı, sadece kanunlar korumuyor, toplumsal kabuller, ahlak kuralları, görgü, medeni insan olma, nezaket ve zarafet gibi birçok norm kişisel özel hayatı ve aile hayatının gizliliğini gerekli kılıyor. Özellikle bireysel ve aile hayatının yaşandığı haneler, evler mahremiyetin kutsal alanlarıdır. Bedensel ve kişisel mahrem hallerin ve bilgilerin paylaşımını zorunlu kılan (sağlık gibi) durumların yaşandığı yerler yine mahremiyetin korunması gereken mekânlarıdır.
Kişisel ve ailevi özel hallerin korunmaması, ulu orta sergilenmesi sadece o kişilere değil, diğer bireylere ve topluma da zarar verir, insani ve ahlaki zafiyetler oluşturur. Yasalar başkalarının kişinin özel hayatını ihlal etmesini suç sayar. Fakat kişinin kendi özel hayatını teşhir etmesine çoğu kez bir kısıtlama getirmez. Bu nedenle bireyler özel hayatını birbirinden farklı duygularını tatmin etmek için toplumsal kabuller ve ahlak kurallarının ramına umumun önünde pervasızca yaşayabilmekte veya bilgi ve görüntülerini paylaşabilmektedir.
Özel hayatın ortaya dökülmesi, diğer insanların gözlerinin önünde yaşanmasını teşvik eden ve teşhirciliği özendiren bireysel ve toplumsal birçok uygulama sosyal hayata hükmetmektedir. Bireyin kendi isteğiyle özel veya aile hayatına ait bilgi, görüntü veya ilişkileri paylaşımı ne yazık ki normalleştirilmekte veya kişisel özgürlük kavramının içerisine sıkıştırılmaktadır. Bireylerin bilerek ve isteyerek kendi mahremleri olan bedensel, kişisel ve ilişkisel bilgi ve görüntülerini teşhir etme duygularını güçlendiren bu uygulamaların başında medya ve sosyal medya araçları gelmektedir.
Sosyal medya araçları, hastane görüntülerini, tahlil sonuçlarını, bedenini, sofrasını, odasını ve daha birçok özel hallerini görüntülü veya yazılı olarak paylaşanlarla dolup taşmaktadır. Bireysel özgürlük tanımı içerisine sıkıştırılmaya çalışılan bu alanlar, toplumsal ve ahlaki erozyon alanlarına dönüşmüştür.
Bireysel özgürlük sosyal hayatın gereği, bir başkasının özgürlüğünün başladığı noktada sonlanır, sınırsız bir şey değildir. Bireyin evinde çaldığı bir müzik, komşusunu rahatsız edecek gürültü düzeyine ulaştığında müzik dinleme özgürlüğünün dışına çıkmaktadır. Aynı şekilde, yatak odası veya deniz kıyafetleriyle sosyal ve kamusal alanlar veya sosyal paylaşım ağlarında boy gösterme giyinme (veya soyunma) özgürlüğü olarak algılanmamalıdır. En azından insani ve ahlaki erdemler açısından sorgulanmalıdır.
Bugün birçok toplumsal sorunun ve ahlaki zafiyetin kökeninde bireyin, kendi özel hayatının mahremiyetini korumada göstermediği hassasiyet yatmaktadır. İnsanları sınırlayan sadece yasal kurallar değildir, ahlaki kurallar ve erdemler yasal kuralların çok ötesinde toplumsal yaşamı bir arada tutan kabullerdir. Bunlarda zaafı tetikleyecek duyguları sistemsel olarak harekete geçirip, sonra “neden böyle oluyor” demek olsa olsa tecahülü-ariftir.
Özel hayatın gizliliğinin korunmasının yönelik farkındalığı artırmak adına sivil inisiyatiflerin belki de aynı medya ve sosyal medya araçlarında, çaba sarf etmeleri gerekir. Başkalarının bireyin özel hayatının gizliliğini ihlal etmemesi kadar, bireyin kendi özel hayatının gizliliğini de ihlal etmemesi gerektiği bilincinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Birey, kendi özel hayatının mahremiyetine öncelikle kendi saygı göstermelidir.
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.