Trabzon’la ilgili yazdığım kitaplarda Trabzon’un Milâttan önce iki bin, milâttan sonra iki bin olarak Trabzon tarihinin dört bin sene gösterilmesine hep itiraz etmiş, Trabzon’un tarihinin on bin sene civarında olduğunu hem kültürel kaynaklara bakarak, hem de Alman arkeologlara dayanarak savunmuştum. Çünkü Trabzon tarihin en eski sekiz şehrinden biridir. Bu görüşlerimde şimdi tam haklı çıktım. Yıllar evvel İstanbul’daki “Konuşan Karadeniz” adlı dergi bile Trabzon’un tarihini on bin sene göstermişti. Şimdi bu görüşümüzde ilmen haklı çıktık. Çünkü Akçaabat’ın Düzköy İlçesi Çayırbağı Mahallesi Koskarlı mevkiindeki mağarada çakmak taşından yapılmış M.Ö.11 bin yılına çeşitli aletler bulundu. Yani M.S. iki bin yirmi birde olduğumuza göre 13 bin senelik bir Trabzon karşımıza ilmen çıkmış oldu. KTÜ Arkeoloji bölümü hocalarının bu konuya sahip çıkıp ilmen doğrulamaları ne kadar haklı olduğumu gösterdi. Şimdiye kadar Trabzon’da arkeolojik kazı yapılmamasından Trabzon çekmiyor sadece, maksatlı olarak Trabzon tarihinin eskiliğini inkâr edip belgelerini örtbas edenler de var. Asıl sorun burada. Bu nedenle bu buluntular çok önemli bir olay ve çok değerli malzemeler. Fakat Trabzon’da öyle bir tarihi gaflet var ki ,o aletleri kullanan adamlar dirilip gelseler yine inkâr edenler çıkar ve Trabzon tarihini yok etmeye ,örtbas etmeye çalışırlar. Çünkü mağrur horozlar güneşin kendi ötüşleri yüzünden doğduğunu zannederler. Halbuki güneş her sabah kendiliğinden Yüce Allah’ın mucizesi olarak doğar. Ne var ki bunlar cehaletlerini ve tahrif ve tahriplerini savunurlar. Mağrur horozlar güneş doğduğu için ötmektedirler. Yazıklar olsun bu gafillere, helâl olsun âlimlere..
M.Ö. bu dönem Polathane dönemidir. Polathane Çelik hane demektir ki Akçaabat’ta Poladîler diye çok zengin bir kavim vardır. Akçaabat’ın o günden beri ikinci Trabzon sayılması boşuna değildir .Gelecekte Trabzon’da daha neler çıkacak ortaya neler.. Örtbas edilen Trabzon tarihi “BEN BURDAYIM “demeye başladı bile ilmen… Trabzon’u küçümseyenlerin yüzünde de tarihin tokadı patlamaya başladı bile.. Bakalım bu gerçekler karşısında kendi cehaletlerini nasıl örtbas edecekler ve Trabzon tarihin tokadına nasıl dayanacaklar?