Ne kurum kaldı?
Ne bölge müdürlükleri?
Ne de bir birim!
Hepsi bir bir Trabzon’umuzu terki diyar eyledi.
Kurumlar, birimler, bölge müdürlükleri Trabzon’umuzu terki diyar ederken, maalesef ne bir STK, ne iktidardaki iradenin vekilleri, ne muhalefet vekilleri, nede siyasi partiler gıklarını çıkarmadılar.
Hepsi bizler gibi oynanan maçı tribünlerden izlediler, izlemek zorunda kaldılar.
Hadi milletvekillerini bir kenara bırakalım, gurur duyduğumuz bakanlarımız yaşananlar için ne yaptılar?
Nasıl bir güç ki, o gücün karşısında kimsecikler ses çıkaramıyor?
Kimsecikler hak arayamıyor?
Kimsecikler ‘Bu yapılanlar yanlıştır’ diyemiyor?
Acı ama gerçek, her şey Trabzon’dan sessiz ve sedasız bir şekilde kopartıldı, kopartılma ya da devam ediliyor.
Şimdi sıra fındığa geldi.
Ahan fındıkta kopartılan yaygara ortada.
Yaygarayı kopartan Giresun, yaygarayı destekleyen ise ortak havaalanında buluştukları Ordu…
Yine acıdır ki, fındığı Trabzon’dan alabilmeleri için kullandıkları ya da onlara destek olanlar Trabzonlu ve Trabzon menşeyli firmalar.
Trabzon firmaları elleriyle fındığı Giresun’a taşımak için Giresunlu firmalarla kol kola girip el ele geziyorlar!
Dedik ya acı ama gerçek.
Dedik ya Trabzon kendi içerisinden vuruluyor.
Dedik ya, Trabzon ekonomisina birileri ihanet etmeye çalışıyor.
Dedik ya, bunlar yapılırken hepimiz yapılanları tribünden seyredip alkış tutuyoruz!
Ondan sonrada ‘Vay efendim, Trabzon’da bir şey kalmamış, Trabzon ekonomik olarak dibe vurmuş’ diye ağıt yakıyoruz.
Yollar yürümekle aşınmaz, yürümeye devam…
Arş arş ileri ileri arş ileri…
Marş ileri, dönmez geri Türkün askeri…
BİR TEK GÜRDOĞAN
Tek başına mücadele ediyor.
Tek başına Trabzon’a ihanet edenlere ve Trabzon’a salvo yapmaya çalışanlara cevap yetiştirmeye çalışıyor.
Tek başına, Trabzon’un hakkını, hukukunu korumak için kılı kırk yarıyor.
Tabi ki nereye kadar?
Evet, Ahmet Hamdi Gürdoğan tek başına bu mücadelesini nereye kadar yapacak ve sürdürecek.
Doğu Karadeniz ihracatçılar Birliği Kurucu Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, tek başına Trabzon için olması gerekenleri savunduğu için çevre illerin hedefi haline geldi.
Daha doğrusu birileri tarafından getirilmeye çalışılıyor!
Arkadaş koskoca şehirde sanki bir Ahmet Gürdoğan var?
Trabzonspor haksızlığa uğruyor Ahmet Gürdoğan ses yükseltiyor.
Trabzonspor ekonomik çıkmaza giriyor, bir bakıyorsunuz Gürdoğan sesini çıkarıp, ekonomik sorunu aşmak için camiaya yol haritası gösteriyor.
Trabzon hangi konuda olursa olsun, yapılacak demir yolunda, yapılacak lojistik destek merkezi işinde, ya da yapılması düşünülen önemli yatırımlarda, ya da yanlış atılan adımlarda hep Ahmet Gürdoğan’ın sesini duyar oluyoruz.
Ha bundan rahatsız mıyız?
Asla…
En azından sesini çıkaran birisi var.
En azından doğruya doğru, yanlışa yanlış diyecek birisinin olması, özellikle kimsenin ses çıkaramadığı bu günlerde çok önemli. Bu günlerde ses çıkaran Gürdoğan var ve Gürdoğan’ın söylemlerinden cesaret ve keyif alanlar da var.
Ve en önemlisi, herkesin sus pus olduğu yerde hiç çekinmeden, evirmeden, kıvırmadan, sesini gür çıkarıp, lafı gediğine koyan cesur yürekli bir Trabzonlu var.
İyi ki Ahmet Hamdi Gürdoğan var.
Yoksa bu gidişle elimizde ne fındık kalacak ne de liman?
Baksanıza, Ordulular şimdiden başlamış, “Ordu’ya büyük bir liman yapıp, Trabzon’da liman üzerinden yapılan ticareti Ordu’ya alalım“ demeye.
Maç devam ediyor.
Sizler ise hala Ahmet Hamdi Gürdoğan’ın şemsiye altında maç seyretmeye devam ediniz.
Yakında liman da, bir gecede Trabzon’dan sırra kadem basarsa, buna da kimseler şaşırmasın.
Gerçi alıştık bunlara!
Yine de iyi seyirler, sevgili muhteremler!
NEDEN İTİRAZ ETMEZLER?
Önceki akşam Galatasaray-Fenerbahçe maçını izliyorum.
Mutlaka sizler de izlemişsinizdir:
Benim dikkatimi çeken öncelikli tek şey şu olmuştur.
İki takımın oyuncuları, yabancılar ya da yerliler olsun, maçın hakemine öyle bir itirazları oluyor ki, hakem ister istemez yapılan itiraz karşısında VAR a gitmek zorunda kalıyor.
Ben bunu bizim takımda göremiyorum.
Acaba diyorum, futbolculara, aman sakın hakemle oynamayın.
Aman sakın oyunu germeyin.
Aman sakın onla-bunla dalaşmayın.
Aman sakın itiraz edipte kart görmeyin mi diyor birileri onlara?
Abi, ben bu işe şaşıyorum, oynanan oyunun adı futbol.
Bizim oyuncular hakem düdüklerinde neden itiraz etmezler?
Kafam bu itiraz edilmemesini almıyor.
Belli ki itiraz eden hakemin VAR’a gitmesini sağlıyor.
Belli ki hakemin görmediği pozisyonu, hakeme yapacak olduğu itirazla, hakemi VAR a gönderip, VAR’la uğrayacağı haksızlığın giderilmesini sağlayacaktır.
Her nedense bizim oyuncular bunu yapmıyor.
VAR’lık pozisyonluk kararlarda bile, futbolcuların seslerini çıkarmamalarının başka ne nedeni olabilir ki?
İNANMIYORUM!
Uyum sorunu var!
Yok alışacak!
Yok yabancılık çekiyor!
Yok henüz erken!
Yok adaptasyon olamadı!
Yok biraz sabır!
Yok yeni yeni ısınıyor!
Ben bu mazeretlerin hiç birine Fenerbahçe’yi seyrettikten sonra inanmıyorum.
Adamlar yeniden bir takım kurdular.
Lig başladı kurdukları yeni takımla maçlarını oynuyorlar.
İşte Galatasaray maçında ortaya koydukları oyun ortada.
Biraz becerikli olabilselerdi, o yeni takımlarıyla Galatasaray karşısında neredeyse galibiyet alacaktılar.
Demem o ki, futbolun dili birdir.
Demem o ki, teknik adamın verdiği taktikle oynadıktan sonra, neyin acemiliğini çekeceksiniz ki?
Demem o ki, sen yetenekli olup, söylenenleri yaptıktan sonra, uyummuş, adaptasyonmuş hepsi lafi güzafta kalıyor.
AVANTAJ HAKEMLERDE!
Seyircisiz maçların tadı ve tuzunun olmadığını hepimiz biliyoruz.
Cezalı maçlarda bile seyircisiz maçlara alışamamıştık.
Bugün ise yaşanan pandemi salgınından dolayı haftalardır maçlar seyircisiz oynanıyor.
İlk sezon bitine kadarda devam edecek.
Buradan nereye geleceğim?
Maçların seyircisiz oynamasının avantajını hakemler görüyor.
Seyirci baskısı olmayan hakem, tabiri caizse sahada adeta Ali kıran baş kesen oluyorlar.
İstedikleri gibi düdük çalıyorlar.
İstedikleri gibi kart gösteriyorlar.
İstedikleri gibi pozisyonları es geçebiliyorlar.
Söylenir ya, “sahanın hakimi benim” diye.
Yaşadığımız pandemi süresince, söylendiği gibi sahanın her şeyi hakemler olmaktadır.
Seyircisiz maç oynamanın ganimetinden, yöneticiler de, futbolcular da fazlasıyla nasipleniyorlar.
Baksanıza hiçbir maç esnasında ve sonrasında aksiyon yaşanmamaktadır.
MUTLAKA KATILMALI
Geç kalındı!
Neden geç kalındığını bilmiyoruz!
Newton’un yanına işi bilen bir yerli yardımcı mutlaka katılmalıdır.
Ha bu isim kim olur?
Trabzon ve Trabzonspor kökenli onlarca hoca var.
Herhalde bunlardan birisi rahatlıkla monte edilebilir Newton’a.
Yeter ki istenilsin…
Yeter ki güven duyulsun.
Bu hamle hem Newton’un elini rahatlatır, hem de yönetim kurulunun…
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.