TÜRKİYE TARİHİNDEKİ ÖRTBAS EDİLMİŞ GERÇEKLER BİRER BİRER GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR, FAKAAAT..!DİKKAT!

Atasözlerimizde “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” diye bir söz var. “Güneş balçıkla sıvanamaz” gerçeği herkes tarafından bilinir. Trafikte ehliyet ve ruhsat layık olanlara, yani engel bir özrü olmayanlara şoförlük hizmeti için verilir. Adam ezmek için değil. Fakat, insanoğlu ve kızı, benim ehliyet ve ruhsatım var diyerek uyuşturucu veya içki alarak, adam ezerek bile haklı çıkmaya çalışırlar.

 Tarih konusunda da benim görüşüm böyle diyerek adam ezmekten beter toplumun gerçeklerini ezip gömenler var. Savaşlar konusunda. Devleti yönetmek konusunda. Halka konulan emir ve yasaklar konusunda. Fikir, özgürlük konularında neler gizlenmiş, neler örtbas edilmiş neler… Gerçekler ortaya çıkıyor. Çünkü, Dünyanın en büyük sosyolog  tarihçisi sayılan İbni Haldun meşhur Mukaddimesinde derki: “Galipleri mağluplar doğurur”, ”Sinirli toplumlar ekonomide başarılı olamazlar”, ”Geçmişle gelecek suyun suya benzemesi gibi birbirine benzerler” Bu tarihi prensipler nedeniyle Gerçek Türkiye ve Dünya tarihinde örtbas edilmiş gerçekler gün aydınlandıkça, şafak söktükçe görülmekte ve aklen ve ilmen anlaşılmaktadır. Halk da bu yüzden daha aldatılamıyor. Fakaaat! Dikkaaat! Çok tehlikeli kutuplaşmalar başladı. Ekranlardaki tartışmalarda ,veya yazılan kitaplarda hepsi belli. Meselâ; Ateist kutuplaşmaları, Kemalist kutuplaşmaları, Proflar kutuplaşmaları, Partizan kutuplaşmalar, Vatandaş kutuplaşmaları, Şeriat kutuplaşmaları ,Tarikat kutuplaşmaları, Diyanet kutuplaşmaları yığın yığın sokaklara taştı. Millî, manevi ve evrensel değerler tamamen dışlanmaktadır.

 Zaten İslâm ve Türklük bu vatanı bugünlere bırakanların mirası olmaktan çıkartılarak ecnebilere peşkeş çekmeye çalışılıyor. Vakıflar, hazine malları, süper zekâ çocuklar darmadağınık. Pahalılık savaş dönemlerindeki pahalılıkları bile geçti. Türkiye’nin başına  gelen felaketleri düzeltmeyi düşünen yok gibi. Var olanlar engellenmektedir. Fakat Yüce ilâhî kudret tokadı sadece Çin’de kasırga veya Amerika’da hortum şekilde görülmez. İslâm Âleminde ve Türkiye’de de kendini kıtlık olarak gösterebilir. İhtilaf olarak gösterebilir. Adaletsiz maaşlar almış başını gidiyor. Gizli ve sinsi hırsızlıklarla vatan malları, vakıflar ve hazine malları özel sektöre hatta düşmanların tekeline kaydırılmıştır. Halbuki geçmişte Türkiye ile savaşanlar yenilince Osmanlı onların mal ve mülklerini de vakıflaştırmış, kazanılan fetih toprakları milletin üzerine hazine malı olarak yazılmıştır. Satılan fabrikalar,

Üretilen ürünlerin üretimden kaldırılması, birçok ihtiyaç maddesinin dışardan gelmesi Türkiye’yi hazır yer hale getirmiştir. Bir rejim ve sitem değişikliği de gündemdedir. Bir Anayasa yapılması gerekmekte amma asıl kendi vatan gerçeklerine göre olmalıdır. Bu vatanı bırakanların tarihini silerek ,yok ederek değil. Türkiye’yi silah zoru ile yenemeyenler kutuplaştırarak çarpıştırmaya ve de bölmeye uğraşıyorlar. Kültür emperyalizmi savaş emperyalizmini geçmiş durumda bu tehlikede. İşsizlik de büyük sorun oldu. Bu duruma kim dur diyecek..? Elbette devlet ilgili ve yetkilileri. Devlet iktidarı. Fakat hani nerde? Bu kutuplaşmaya seyirci kalmak, Birgün hiç seyir fırsatı olmayan tehlikeleri getirebilir. Tarihte çok örnekleri var. Müslüman Türkiye’ye yeniden Müslümanlık ve Türklük üzere çeki düzen verilmelidir. Aksi halde Türkiye’ye düşmanlar çeki düzen vermeye kalkışacakları şartları ,bahaneleri ortaya koyarlar ki işte o zaman en korkunç sosyal kıyamet kendini gösterir. Yüce Allah şimdiden o durumları yok etsin.

Çünkü, kullar düzeltme görevlerini yapmaz oldular. Her türlü anormallikler normalleştirildi. Memleket Mazhar Osman beyin hastanesine mi dönsün yani?