Millet olmadıkça karalar ve denizler sizin olsa vatan olmaz. Vatan olmadıkça en kalabalık insanlar olsanız da sadece topluluk olarak nitelendirilirsiniz. Vatan ve millet bir arada olduğu zaman egemenlik vuku bulur.
Eğer yaşadığınız topraklarda özgür değilseniz egemenliğiniz hükümsüzdür. Bir milletin kayıtsız şartsız egemen olması için önce bireysel olarak bu düşünce ve davranışa sahip olmayı bilmeli. Hiçbir topluma ve esaretine susamış toplumların, ülkelerin özentisinde olmamalı.
Bir başka ülkenin sunduğu yeniliklerin aslında esaretini ve egemen hüviyetini çalıyorsa. O zaman kukla ülke ve esir millet var demektir.
Teknolojinin gelişmesi ile artık boynunuza kılıç, şakağınıza silah, şehirlerinize bomba atmaya gerek yoktur. Eğer sizin düşünce ve yaşam özgürlüğünüz istila edilmiş ise artık ülkeniz de, bayrağınız ve en önemlisi egemenliğiniz; yani ulus olma yetiniz elinizden çoktan alınmış olur.
Seçtiğiniz yönetimler ve devleti devlet yapan yasama, yürütme, yargılama vb. yetkilerinin tümü. Ya bir kukladır, yada canhıraş sizi kendinize gelmenizi sağlamak için sınırsız çaba içinde olması uyanmanıza yetmez. O zaman siz hep muhalif yaşar ve hep içinde bulunduğunuz ulvi medeniyeti görmez. Hep bir medeniyet arayışında olursunuz.
Günümüz Türkiye’sinde ne yazıktır ki bu arayış peşine düşmüş, çalışmadan, düşünmeden ve ulus olup “kayıtsız şartsız millet EGEMENLİĞİNE” sahip çıkmayan bireyler çoğalmaktadır.
Medeniyet diye özendiğimiz ülkeler aslında bir vampir edasında çıkar bekledikleri ülkelerin kanını emmekte, fütursuzca insanların ölümüne yol açmakta, zemin hazırlamakta ve kurduğu planlara maşasına destek vererek yediden yetmişe ölüm sergilemektedirler.
Medeniyet öldürmek, istila etmek, dilediği toprakları sömürmek, türlü entrika ve kılıf ardından dünya düzenine, din istismarına, yaşam haklarını çalmaya devam ise. Böyle medeniyet olmasın ki olmasa kıyamet mi kopmaz yada kıyamet mi kopar.
Genç dimağlara özenti fragmanları gösterip dilediği yönde köreltip, bir sünger edasında su (özenti) içine banıp olduğu yerde kalmasını sağlamakta. Sonra tamamen bu özentiyi benimsetip ezberlettiği arzu ve istekler ile, aile, çevre ve ülkesine düşman etmekte olduğunu görmemek tamamen uyuşmuş bir bakıya, düşünceye, düşüncesizliğe sahip olmayı sağlamıştır.
Bu meyanda geleceğin realist, başarılı, özgür gibi kelime oyunları ile çalmaktadır. Oysa bir birey, bir aile, bir ülke de olmayan bir şeyi isteyen, arzulayan ve heves eden kişi, kişiler, toplumlar ve millet o isteğe sahip olmak için sadece çalışmak, üretmek başarmak, elde etmenin üretim, eğitim ve çalışma yolunu bulmalıdır.
Başarmak için kesinlikle çalışmak, öğrenmek ve geliştirmek ile olur. Başarmak kopyalayarak, özenerek, yan gelip yatarken bol kelimeler ile laf kalabalıkları ile topluma ve kendine zehir saçmak, aldanmak ve aldatmak değildir.
O medeniyetsiz medeniyet gölgesi yapan ülkelere esir olmak illa eli kolu bağlı mahzenlerde çürümek değildir. Esir olmak, babanın ekmeği, annenin emeği, yemeği ile özgürlük haykırmak, adalet haykırmak, medeniyet diye haykırmak, orada öyle imiş, miş miş kelamları ile kazanılmaz.
Özgürlük elinden gelenin en iyisini yapmak için uğraşmak, asla pes etmemek, bireysel özgüvenini asla tüketmeden ulusal özgüvene ve geleceğe tamga vurmayı bilmektir.
“Bu azdan az çoktan çok” düşüncesi ile herkes bilgisi, becerisi, öğretisi nefesi ve gücü yettiğince çalışması, başarmak için çaba harcaması gerekir. Bunu yaparken de asla başkaları yapsın, devlet yapsın serzenişi ile değil. Ben bunu yaptım, buda benden demeyi, başarmayı bilmeli.
Küllerinden yeniden ayağa kalkmayı bilmektir başarmak. Yaptım olmadı diyerek kaçmamalı. İşte bu başarıyı ve ayağa kalkışı kazanmak için öncelikle bireysel Egemenliğe sahip olmak gerek. Sonrasında ise “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİN (SENİN)” olur, olmalı.
“Tarih tekerrürden ibarettir” lakin bu tekerrür tıpkısı olmaz. Eğer tıpkısı olsaydı zaten bir çok kişi uyanırdı. Farklı komplo, plan ve projeler ile ezici ülkeler, milletler geliştirdikleri psikolojik malzemeler ile ülkelerin gençlerini, milletlerini kendi esirleri olarak uzaktan kullanırlar.
Nasıl mı? Çok basit sosyal medya gibi birçok malzemeler kullanarak derin, derin uykulara dalmamızı sağlamaktadırlar. Bundan kolayı artık çip takmak olsa gerek. Kullanmayalım mı? Sorusunu soranları duyar gibiyim. Cevabım asla elbette kullanacağız fakat kullanmasını ve karşı tarafın kullanımına bırakmadan daha etkin kullanarak kendi silahları ile o ülkeleri ve düşünceleri yenmeyi başarmalıyız.
Önümüze gelen ne varsa körü körüne asla kabul etmemeli. Acaba, neden, niçin, nerden, nereye, nasıl gibi milyonlarca sorularla araştırıp mutlaka düşüncelerimizi bize sunulanların bir kenarına not düşmeli ve diğer okuyanların ufkuna yeni ufuklar açmalı.
Herkes bu denli dikkatle ve EGEMEN düşünce ile yaşamına yön verirse. Yarınlarda yüzyıllarda ülkemiz yek olur. Özenen taraftan özendiren tarafa geçmiş oluruz. Ve daha nice yüz yılları daha heyecan ile daha yeni, daha diri birlik içinde yurdumuzu ve milletimizi yaşarız….
Selam, Saygı ve Sevgilerimle.
CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILI KUTLU OLSUN… NİCE YÜZYILLARA... SONSUZA DEK…
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.