Gücün yoksa Hırsın Neye Yarar?

            Hatırlayınız 2000 yılından önceki Türkiye’nin durumunu. Sıklıkla yapılan askeri darbeler, kısa ömürlü hükümetler, İMF pençesinden bir türlü kurtulamayan Türkiye…Batırılan 22 milyar dolarlık bankalar. Aşırı enflasyondan başını kaldıramayan insanlarımız. ABD’nin başımıza sardığı FETÖ terör örgütü. Kamu yönetimine, göz bebeğimiz ordumuza sızan FETÖ’cüler, Güney sınırlarımıza yakın bölgede kurulmak istenen Kürt Devleti. Terörle mücadelede FETÖ örgütlerinin ihaneti sonucu bir türlü bitirilemeyen terör mücadelesi. Terörle mücadelede iktidarın safında yer almak istemeyen muhalefet partileri.

            21 yıldır iktidarını artan bir güçle sürdüren Ak Parti ne yazık ki FETÖ terör örgütünü ancak on yıl sonra fark edebildi. Zira 1970 yıllardan beri geçmiş iktidar dönemlerinde faaliyete başlamıştı. Fark ettiği andan itibaren çok süratle önlemini almağa başladı. Ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti. Devletin en ücra damarlarına kadar sızdılar. Bu nedenle 13 yıldan beri mücadele hala bitirilemedi. Sırf oylarını almak, iktidarı zora sokmak için bu örgütle altılı masa adı altında örgüte destek verdiler.

            İktidar güçlü olabilmek için, varlığını bölgesinde ve dünyaya hissettirmesi lazımdı. Küresel güçlerin ambargolarını aşmak için Savunma Sanayisini kurdu. Bugün çok şükür %80 kendi yağımızla kavrulabilir durumdayız. Savunma sanayisini geldiği durum ile Azerbaycan, Libya, Mavi Vatan ve Güneydoğu sınırlarımızda yaptığımız mücadelelerle kendi öz güvenimize kavuştuk. Artık sahada biz de varız diyebiliyoruz. Kimseye muhtaç değiliz. Bu duruma kolay gelinmedi. Küresel ekonomik kriz yanında içte yaşadığımız finansal zorluklar savunma sanayisine verdiğimiz destek ve 40 yıldır uğraştığımız PKK. ve diğer terör örgütlerinden kaynaklanıyor.

            Zaman zaman dış politikada geçmişte yapılan yanlış adımların sıkıntılarını şimdilerde yaşamaya başlıyoruz. Eli kanlı İsrail’in Filistin’e yaptığı katliam ve soykırımların azabını hepsinden daha çok çekiyoruz. Çünkü ABD tarafından kurdurulan İsrail devletini ne yazık ki ilk tanıyan biz olmuştuk. Ege’de durmadan bize karşı kaşınan Yunanistan’ın NATO’dan çıktıktan sonra, tekrar NATO’ya girmesine biz oy vermiştik. Vaktiyle Tunus’a karşı yaptığımız hatayı Habip Burgiba meclisimizde dile getirip sitem etmişti. Bunlar geçmiş dönemlerin yanlışlarıdır. Ama bugün sıkıntısı karşımız geliyor. Mevcut iktidar döneminde bariz bir dış politika hatası yapılmadı. Bunu da hariciyemizin başarısı olarak kabul ediyoruz.

            Yüzde seksen yetmez, yüzde yüz savunma sanayisini yerlileştirip, millîleştirmemiz lazım. Bunun için milletçe bütünleşip birleşmemiz gerekir. Ucuz politika ve parti hesaplarını geride bırakmak en mantıklı yoldur. Yoksa başka güçlerin oyuncağı olmamız kaçınılmazdır.