İsrail Hamas’ı Mı Cezalandırıyor?

 Hamas’ın yaptığı terör eylemi nedeniyle İsrail  devletinin yaptığı iddia edilen hastane bombalanması olayını karşılaştırıp İsrail devletini aklamaya çalışmak düşündürücüdür.

   Hamas ve diğer silahlı örgütlerin kuruluş amaçları arasında “insan haklarına dayalı ya da saygılı” örgüt ibaresi yoktur. Ancak devletlerin kuruluş anayasalarının büyük çoğunluğunda “insan haklarına saygılı ya da dayalı” ifadesi vardır.

   İsrail devleti bizim anayasamız henüz insan haklarına saygılıdan insan haklarına dayalı değişikliğine varmadan önce kendisini insan haklarına dayalı bir ülke olarak tanımlamıştır.

   Bu yaklaşımların anlamı silahlı örgütlerin terör eylemi gerçekleştirme olasılığı varken devletlerin terör eylemi gerçekleştiremeyeceğidir.

   Kaldı ki son Hamas saldırısı olmadan önce de hatta demokratik direnişin efsane örgütü olan Filistin Kurtuluş Örgütü döneminde de İsrail başta Sagra ve Şatilla katliamı olmak üzere binlerce sivil vatandaşı lastik sapanıyla taş atarken dahi katledebilmiştir.

   Filistinliler topraklarının %85’ini  kaybederken gösterdikleri silahsız direniş “ modern ve uygar batı” tarafından sadece anlayışla karşılanmış, saldırıların durdurulması için İsrail’e cepheden karşı durulmamıştır. Özellikle ABD her fırsatta İsrail yönetiminin arkasında durmuş İsrail’in eylemlerine caydırıcı bir rol üstlenmemiştir. ABD bu yaklaşımıyla demokrasi yaklaşımının kendi çıkarlarıyla sınırlı olduğunu perçinlemiştir.

   Dünyadaki insan hakları kuruluşları da ABD’nin peşine takılmış çifte standartı geleneksel hale getirmiştir.

   Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle Putin’in birçok ülkeye gitmesi yasaklanırken ABD’nin Irak işgali nedeniyle ABD başkanına böyle bir yasak konmaması çarpıcı örnek olarak hafızalarımızdadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail devletinin savaş suçlarını bırakınız cezalandırmayı dava açması dahi şüphelidir.

   Görünen odur ki İsrail hükümeti Hamas’ın son eylemini fırsata çevirmek niyetindedir. Hamas’ın en az on katı Filistinli öldürdükten sonra Gazze’nin işgalini hedeflemektedir. Böylece Filistin devletinin olmadığı Nil’den Fırat’a kadar iddiası çerçevesinde yürümek niyetindedir.

   Bu yaklaşım Ortadoğu’da daha uzun süre barış olmayacağı anlamına gelmektedir. Bu koşullarda emperyalist batı ellerini ovuşturarak fırsattan yararlanmanın yollarını arayacaktır.

   İsrail’in Hamas’ı cezalandırma operasyonunun ardından Arap ülkelerine milyarlarca dolar silah satacağı kesin gibidir. Ayrıca Ortadoğu petrolleri üzerindeki egemenliğini pekiştirecek yeni işbirlikçiler sağlayacaktır.

   Bütün bunlar çocuk çığlıkları ve anne ağıtları adına yapılmış olacaktır.

   İsrail Hamas’ı cezalandırma adı altında Filistin sorununu çözümünü “fi tarihine” erteleme çabasındadır.