Gazze’nin Gözyaşları

İsrail katliamlarından birini daha Gazze’de bir hastaneyi vurarak gerçekleştirdi.

Güvenli bölge diye çocuk ve ailelerinin sığındığı ve hava bombardımanlarında yaralanan sivillerin tedavi edildiği El- Ehli Baptist hastanesinin vurulması sonucu beş yüzden fazla sivilin öldüğü haber veriliyor. Ölenlerin çoğunluğunun çocuk olması yürekleri dağlıyor.

Bütün hukuk kuralları ve insanlık değerlerinin yok sayıldığı bu katliam kameraların önünde yaşanıyor.

Birçok tarihi şahsiyetin yaşadığı ve nerdeyse tarihteki bütün medeniyetlerin gelip-geçtiği bir şehir Gazze.

Mısır, Roma, Bizans hakimiyetlerini yaşayan şehir, Peygamber Efendimizin (SAV) getirdiği İslam’ın nuru ile Mekkeli tacirler sayesinde tanışır. Çünkü Gazze bir liman ve ticaret şehridir.

Müslüman tüccarların etkisiyle önemli ölçüde İslamlaşır. Hz. Ebu Bekir (RA) döneminde büyük komutan Amr bin El-As tarafından Hilafet Devletine dahil olur.

Bizans ordusuyla karşılaşan İslam ordusu, şehirdeki Müslüman unsurların varlığı, Arap nüfusun çokluğu ve İslam ordusunun gücü sayesinde şehri kolayca alır.

Böylece şehre barış ve huzur gelir, Hıristiyan ve Yahudi unsurlar serbestçe ibadetlerini yapmaya devam eder ve yaşam hakları büyük bir titizlikle korunur. Müslümanların şehri yeniden inşa ederler, Gazze Büyük Camii gibi şehre birçok eser kazandırırlar.

Abbasiler döneminde Gazze, İslam hukuku merkezlerinden biri haline gelir. Büyük fıkıh alimi İmam Şafi bu şehirde doğar ve çocukluğu burada geçer. Gazze, büyük bir pazar olarak ticari önemini korur.

Abbasilerden, Fatımilerin kontrolüne geçen şehir, ardından Haçlıların hâkimiyetine girer.

Seksen yılın üzerinde Haçlılar tarafından yönetilen Gazze’yi “Şarkın En sevgili Sultanı” Selahaddin Eyyubi 1187’de geri alır.

Moğollar her girdikleri yeri yıktıkları gibi Gazze’yi de yıkarlar. Memlûklar ise şehri yeniden imar ederler.

Şehir, Yavuz Sultan Selim’in doğu seferi esnasında 1516’da Osmanlı idaresine girer ve Şam Vilayeti altında Sancak olarak yönetilir.

Osmanlı hâkimiyetiyle şehir yeniden huzur ve zenginlik bulur. 1799’da Napolyon’un ordusu tarafından şehir kuşatılsa da Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Halil Paşa şehri yeniden geri alır.

1900’lerin başlarında şehir İngilizlerin mandası altına girer ve sonrası malumdur. İngilizler ve ardından diğer Dünya hakimleri Avrupa’dan Siyonistleri kovmak ve Ortadoğuda bir fitne merkezi oluşturmak için bölgeyi Yahudilere terk ederler.

Başta BM olarak ABD’nin hâkimiyeti altında olan uluslararası kuruluşların ve ülkelerin, akılları ve vicdanları hakkı, hakkaniyeti, insanlığı, masumiyeti, meşruluğu idrak etmez, gözleri kördür zulümleri görmez, kulakları sağırdır çığlıkları duymaz.

Bilmezler ki;

Gazze’de bugün akan kan ve gözyaşı Netanyahu ve İsraili tutacak,

Dünyanın dört bir tarafında bu zulme destek veren bütün Yahudileri tutacak,

Yahudi zulmünü meşru gören BM, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer ülkeleri tutacak,

Zulüm altındaki kardeşlerine sahip çıkamayan Arap ve Müslümanları tutacak,

Gazze’nin gözyaşları, korkarım, insanlığı yutacak…