Ahiret Yatırımı

Kâinatı, dünyayı ve tüm varlıkları Yüce Allah yarattığı halde çağımızdaki Dünya toplumları ve hatta İslâm âleminin Müslüman denilen insanlarının çoğu bile kendilerini dünya nimetlerinin kazanç akıntılarının girdaplarına kaptırarak Ahireti unutmuşçasına bir Materyalizmle oyalanıp ömürlerini dolduruyorlar. Dünyadaki faydalı işlere yatırım yapılmadığında Dünya ne kötü bir yaşanmazlığa düşüyor değil mi? Bir de ahirete yatırım yapmadan ömür dolduranların yarın ahiretteki bulunacakları ortamı düşününüz.

Peki ahiret yatırımı nedir? İnsanın Allaha olan görevinin gereği ibadetlerinin yapılması değil, onlar haricindeki herkesin kendi çapında görevleri için yüce Allah sevgisi nedeniyle ahirete gönderdiği iyilikleri, sevapları, hayırları, maddi ve manevi Yüce Allah için görevi haricindeki harcadıklarıdır. Kur’an-ı Kerîm de “Mülk Allah’ındır” buyrulduğu halde “Mülk benimdir, benim mülküm demek ve ondan Allah yolunda bir şey harcamamak şirktir. Bu kimseler ahirette hiçbir şeyin kendinin olmadığını anladıklarında, Yüce Allah’ın kendilerine verdikleri ve vermedikleriyle imtihan edildiklerini kavradıklarında ahiret yatırımının da ne büyük saadet vesilesi olduğunu da anlarlar amma iş işten geçer.

Birçokları bugün her yaptığını güzel zannederek ahiret yatırımına hiç yanaşmazlar. Cimriliklerini de putlaştırırlar. Mal-mülk ve paralarına taparlar. Öylelerini Allah âşığı Yunus “Mal da yalan, mülk de yalan. Gel biraz da sen oyalan” diyerek uyarmıştır. “Ne varlığa sevinirim. Ne yokluğa yerinirim. Aşkın ile avunurum” diyerek teselli vermiştir. “Ballar balını buldum. Kovanım yağma olsun” diyerek yatırımlara teşvik etmiştir. Hz. Peygamber devrinde en çok ahiret yatırımı yapan Müslüman Hz. Ebubekir olmuştur. Allah rızası için toplumun fakirlerine, yarınlar için ağaç dikilmelerine, talebe yetiştirilmesine, İslâm ordusuna, çeşme, köprü, cami, mektep, kütüphane, vakıflara, halifeliği sahasındaki eserlerin onarımlarına hem parasını ve hem de servetini vermiştir. Zekat, namaz gibi ibadetler zaten herkesin görevi şartlarına göre. Fakat, hiç görevi olmadığı halde sadece Yüce Allah’ın rızası için yatırım yapanlar insanları gerçekten kurtarmaya çalışanlardır. Yüce Allah’ı onlara ahirette vereceği mükâfatları vadetmiştir. Bu fâni dünyanın en karlı insanları, en ileri görüşlü adamları şimdiden ta ahirete kadar ilerisini görerek oraya yatırım yapanlardır. Yatırımsız insanlar Dünyada iyiliklerinin önünü kesenlerdir ki sadece emredilen ibadetleri yapmak onları kurtarmaz. Yüce Allah’ın en çok itibar ettiği kulları sorumlu tutmadığı halde Yüce Allah rızası için yatırım yapanlardır. Böyle kimselerin Dünya hayatı da çok hayranlık vericidir. Mutlu edicidir. Ahiret yatırımlarını hiç unutmayalım ki Yüce Allah’ın bütün imtihanlarını kazanarak ahiretimizi de Cennetleştirelim. Yatırımlarımız orada makbul olsun, kabul görsün… Bunlar önceden biz gitmeden ahirete gönderdiklerimizdir. Herkesin Yüce Allah huzurundaki en değerli güvenceleridir. Dünya yatırımcılarına ahiret yatırımı yapmalarını da hatırlatmak bizim için ahirette geçerli ayrı bir ahiret yatırımıdır. Ahiret yatırımı hiç yapmayan Firavun ve Nemrutların veya Ebu Cehille Karun’un sonu ne oldu? Kendilerine Dünyada ne kaldı? Onlara beyaz ve yakasız cepsiz kefen de Musalla taşı da kalmadı. Zaten ayakkabıyla kılınan ve secdesi olmayan Cenaze namazları bile kılınmadı. Müslümanlar bunlara asla benzememelidir. Çağımız İslâm âleminde ve Dünyadaki asıl zulüm ve ıstıraplar çoğunlukla bu nedenledir. Trabzon’daki Sinör, mal-mülk ve arazi davalarından, mahkeme kayıtlarından bile bu konu net olarak bellidir. Aslında köken olarak Senyör denilen eski Roma, Bizans ve Kommen (Rum ve Ermeni) derebeylerinin yanlış ekonomi sömürüleri devrinden kalmadır. Müslüman Türk adeti değillerdir dikkat! Kapitalist ve emperyalist eski uygulamalarından Müslüman Türklere geçmiştir. Ahiret yatırımsızlığı da onların işidir. Onların ahiret yatırımı sadece öldüklerinde mezarlarına yemek ve su kaplarıyla kaşık tencere tabak koyma işidir. Yüce Allah rızası için hiçbir yatırımları yoktur.