Yaşam içinde her birimiz bir işin ucundan tutup yaşamımıza fayda sağlayacak birçok işle meşgul oluyoruz. Aslında yaptığımız olay yaşama tutunmak, bize sorarsan yaşama tutunuyoruz, yaşama ihtiyaçlarımızı elde etmek için bir şeylerin peşinden koşuşturup, koşuşturup duruyoruz.
Oysa yaptığımız aslında yaşamımızdan ömrümüzden tükenen zamanı bir şekilde harcıyoruz, bu harcayış bu tükeniş içerisinde bütün olayların bir kuralı sistemi vardır.Bu kurallar çerçevesinde yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz, esas kurallar insani dini kurallardır yarın bu kurallardan hesap vermiş olacağız.
Bu hesabın yarına kaldığını düşündüğümüzde ya da düşünmeden umursamadan dilediğimiz kurallar çerçevesinde yaşamımızı sürdürmüş olursak işlerimizi yürütüyor olursak zannederiz ki yarın bizlere kimse hesap sormayacaktır.
Gün içinde başımıza gelen musibetler veya yaşam içerisinde başımıza gelen dertlerin sıradan işte eksiklerimizden küçük küçük hatalarımızdan dikkatsizliğimizden geldiğini düşünerek hiçbir şey değiştirmeden belki de küçük şeyleri değiştirerek yine hayatımıza devam etmiş oluyoruz.
Oysa yaşanan her şey birileri tarafından görülüyor ve mükafatımız cezamız anda veya küçük bir zaman sonunda kesilmiş oluyor. Kesilen cezaları görmüyor yaşanan musibetleri dertleri anlamadan çeke çeke ezile ezile yaşamımızı devam ettiriyor ve günün birinde öldü kalp krizi geçirdi beyin kanaması geçirdi gibi hastalık sebepleriyle ölüp gitmiş oluyoruz.
Hiç kimse kendi hatasını çektiği dertlerin sebebini araştırmadan sormadan ömrünü tüketmiş oluyor Bir çarşıya girip orada ki esnafa durumunu sorarsanız ailesini ahvalini sorarsak bizlere işte bir sakat çocuğum var yaşlı bir annem var hasta eşim var gibi birçok bizlere dert yakınır.
Bazen de yaramaz bir çocuğunun olduğunu evladının olduğunu işte eşinin anlaşılmaz huysuz uyuşmaz olduğunu kendisinin huzursuz sorumlu bir yaşam yaşadığını söyler.
Bunun sebebini araştırmaya kalkarsak ilk başta yapacağımız şey o kişinin kazancına nasıl sağladığını tartısında ölçüsünde alın terinde haksızlık yapıp yapmadığını iyi görmek gerekir.
Bir başka kişiye sorduğunuzda hayatının çok huzurlu mutlu keyifli geçtiğini her anının dolu dolu ailesiyle çevresiyle daima uyum içerisinde muhabbet içerisinde olduğunu öğrenmiş oluruz.
Yaşamından keyif aldığını ve mutlu olduğunu dinlediğimiz kişinin de yaşam içerisinde yarınlarını idame edeceği işinde tartısına ölçüsünü duruşunu hesabını incelediğimizde neyin nasıl olduğunu çözmüş oluruz.
Bütün bu duruşların arkasında aslında yaşamımızın bütün hatlarını çizgilerini detaylarına gölgelerini ışık alan yerlerini bizler çizmiş oluyoruz.
Yani yaşam tablomuzu bütün detaylarını bizler oluşturuyoruz nasıl mı? Yaşam içinde doğru olursak güzeli eğri olursak kötüyü yanlış olursak üzüntüyü yaşamış oluruz. Bizler yaşamımızı nasıl uygularsak nasıl çizersek öyle yaşarız. Eğer yaşamımızda kötü yanlış huysuz hırsız olmuş olursak birileri biz farkında olmazdan cezamızı kesmiş oluyor.
Nasılmış geçmiş olur sakat bir evladımız oluyor eşimiz huysuzlaşıyor yaşamımızda olumsuz birçok şeyler yaşamış oluyoruz bunların nedeninin aslında haram kazançtan dolayı hatalı yaşam çizgisinden dolayı olduğunu hiç düşünmüyoruz.
Velhasıl kelam insan yaşamı içerisinde yaptığı bütün iyiliklerin de kötülüklerinde karşılığına derecesi ile misliyle yaşamış ve çekmiş olduğunun farkında değil. Oysa ki herkes yaşamı içerisinde yaptığı hataları düzeltmeye gücünce becerisince bilgisince doğru olmaya çalışmış olsa o derece mutlu sağlıklı güzel bir yaşam yaşamış olur.
Ne Allah ne de bir başkası kimseye durup dururken eziyet çektirmez.
Yüce Allah kesinlikle kuluna ezan çektirmeyi eziyet çekmesini istemez.
Allah belki imtihan eder belki dener fakat asla kulunun eziyet çekmesini yokluk çekmesini istemez. Biz biliriz ki yüce Allah rızkımıza kefildir bu noktadan sonra zaten eziyet çekmemizi veya Allah'tan geldi diyerek eziyet çekmeyi bir beceri bir ibadet saymak da yanlıştır.
Bu tür durumlarda aslında kişi ben ne yaptım neyimi eksik nerede hatalı yerim diyerek neden bunu çekiyorum düşünerek bütün hatalarını gördüğü anladığı çözdüğü hatalarını düzeltmeye gitmesi en doğru haldir.
Hepimiz adalet diye hep söyleniriz hep adalete ararız fakat kendimiz adaleti hiçbir zaman olması gerektiği gibi uygulama noktasında uygulamayız.
Ve diğer bir yanda yukarıda belirttiğim gibi biri bizim üzerimizde adaleti düzeltmeye ve adaleti sağlamaya çoktan başlamış ve uygulamıştır bile.
Biz de adaleti bulacak uygulayacak hırpalanış ve kaygısı içerisinde güya adaletli olacağız diye didinip dururuz.
Gerçek adalet ise ancak ve ancak kişinin tartısının ölçüsünün doğru olmasıyla başlar adalet ve doğruluk kişide başlar. Kişiler eğer adaletli olmazlarsa ve doğru yolda adım atmazlarsa mutlaka sıkıntılar ve dertler orada başlayacaktır.
Yaşamı keyifle mutlulukla güzellikle yaşamak için mutlaka adaletli doğru ve dürüst olmalıyız. Bu dürüstlük ve doğruluk da ilk başta bizde bireyde başlar bireyin verdiği hizmet de alışverişte Güler yüzde saygıda yaşam içerisindeki davranışlarında. Temel olarak ortaya çıkar
Temel davranışları noksan olan kişilerin yaşamları da eksik olur yaşamımızın eksik olmaması yarınlarımızın daha mutlu sağlıklı huzurlu olması için mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundayız.
Kendine faydası olmayan kendi adaletini kendi içinde kurmayan kendi doğruluğunu ve iyi niyetini içinde yaşamayan bir başkasına yaşatması mümkün değildir.
İmkansızı başarmanın da ilk noktası ve ilk yeri bireyin bizzat kendisidir işte.
İmkansızı başarmış olmak için ilk başta birey olarak kendi dünyamızda kendi vicdanımızda doğruyu, iyiyi, güzeli yaşamak yaşatmış olmamız gerektiğini öğrendiğimiz zaman mutlaka yaşamamızın daha mutlu huzurlu ve doğru olacağını görmüş olacağız.
Yarınların güzel yaşamınızın sağlıklı geleceğimizin mutlu ve adil olması dileğiyle.
Selam, Saygı ve sevgilerimle..
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.