Huzur evleri yerine huzursuzluk  evleri yaptılar..

Anadolu kadını asırlardır bu topraklar üzerinde yaşıyor. Anadolu kadını fedakar, cefakâr, misafirperver, paylaşımcı, evlatlarını koruyucu, eşine yardı...

Anadolu kadını asırlardır bu topraklar üzerinde yaşıyor. Anadolu kadını fedakar, cefakâr, misafirperver, paylaşımcı, evlatlarını koruyucu, eşine yardımcı, her işte kolaylaştırıcı, yol gösterici, mutlu ve sevecendir. Bu Anadolu kadınını aldılar yerine hiç mutlu olmayan, kaprisinden geçilmeyen, kendini beğenmiş, minnetsiz, kimseyi sevmeyen, kimseyle paylaşmayan ve kimseyi barındırmayan biri yaptılar. Sonuç ne ? Ne nesiller mutlu, ne eşler mutlu, ne kendileri ne de çocukları mutlu. Hepsini Anadolu kadınından aldılar. Mutsuz huzursuz bir nesil ortaya koydular ve kimse sahiplenmiyor.

Anadolu kadını artık eşine değil çocuklarına dahi sahip çıkmıyor. ‘Ben artık özgürüm’ diyor. Ne demekse… Manasını bilmediği bir kelimeye sığınıyor. Mutlu bir Türk Ailesini böylelikle parça parça böldüler. Kadını evinden çıkardılar. Özgüven duyduğu yerden alıp ortada bıraktılar. Eskiden kadınlar doğum yaptığında ‘Maşallah fatihler paşalar, sultanlar doğuruyor’ derlerdi. Şimdi kadınsı erkekler erkeksi kadınlar doğurur oldular.

Binlerce yıldır bu topraklarda kadını erkeği birlikte yaşamış birlikte savaşmış birlikte mücadele vermiş bunların hepsini unutturdular.

Eskiden aile denildiğinde ana baba büyükleriyle beraberdi. Şimdi ise kimse kimseyle olmuyor. Büyükleri kabul etmiyorlar. Onun yerine huzur evleri denen binalar yaptılar. İçlerine anaları babaları attılar. ‘Huzur evleri’ diyerek yaptıkları huzursuzluk evleri dolu. Büyükler ağlar oldu, torunlarını sevemez hale geldi. Bir köşeye çekilip torun sevenler masal anlatanlar tecrübesini paylaşanlar artık ortalıkta yok. Çünkü huzursuzluk evlerindeler… Ne oldu bu insanlara da ebeveyninden koptular, bu evlere attılar? Ne var bu evlerde? İşkence edenlerle var, haberlere konu olanlar var. Ortalık huzur evleriyle doldu. Oraya konanlar soğuk suyla yıkandı, aç bırakıldı, pislikle imtihan edildi, maddi bakımdan oldukça iyi olan bu mekânlar sevgi ve ilgi eksiğini gideremedi, içindekilere ismindeki huzuru veremedi. Çünkü o insanlar onlarca yılı paylaştıklarından uzaklaştırılmış oldu.

Bu sonucun en büyük nedeni binlerce yıldır toplumun çimentosu olan kadının “medeniyete” kurban edilip kimliğinden koparılmasıdır. Binlerce aile boşandı. Kadın özgürleşince ‘Benim de haklarım var, ben artık geçmişteki Anadolu kadını olmak istemiyorum. Çağdaş, özgür olmak istiyorum’ dedi. Bu durum Avrupa’nın da işine geldi. Asırlardır Türk milletinin güçlü aile yapısından rahatsızdı. Binlerce asırdır bilinen aile yapısından koparılan Anadolu kadını alışkın olmadığı yeni yapıyı da içselleştiremedi ve arada kaldı. Bunun sonucu da aile zaafa uğradı. Buna rağmen yapı öylesine güçlü idi ki hala toplumumuzu o örselenmiş aile ayakta tutuyor. Avrupa Türk Aile yapısını inceleyip kendine uyarlıyor. Kanunlar çıkarıyor, büyükleriyle durana para veriyor, evi yetmeyene geniş ev temin ediyor. Torunlarıyla ilgilenmelerini sağlıyor. Bir taraftan Türk aile yapısını yıkarken kendi aile yapısını güçlendiriyor.

Bir an evvel aile yapısını koruyucu tedbirler alınmalı ve uygulanmalı. Bizibiz yapan değerlerimizden vazgeçilmemeli.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Cemile Keskin - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.



Anket Trabzonspor bu sezon ligi kaçıncı sırada bitirir?
Tüm anketler