Trabzon Düzköy Halkı Altın Madenine Karşı!

Trabzon’da köylüsünden gurbetçisine, turistinden yerlisine herkesin anısı olan Honefter Yaylası, Koza Altın İşletmelerinin yaptığı ÇED başvurusu ile yok olma tehdidiyle karşı karşıya.

Honefter yaylasının madencilik ile yok edilmesine yönelik proje ÇED sürecindeyken bir yandan Honefter’in turizm noktaları içerisindeki kritik önemi ve doğal güzelliği gündeme gelirken, bir yandan da Çayırbağı halkı geçim kaynaklarını korumak için mücadele ediyor. günebakış Gazetesi olarak Düzköy Çayırbağı’na giderek vatandaşlara Koza Altın’ın yapmak istediği altın madeni projesini sorduk. Düzköylüler tek geçim kaynakları olan hayvancılığın yok olma tehdidiyle karşı karşıya olmanın ve atalarından aldıkları mirası çocuklarına bırakamayacak olmanın endişesiyle sorularımızı yanıtladı.

DOĞAMIZIN KATLEDİLMESİNİ İSTEMİYORUZ

Köylerinde fabrikalarının olmadığını ve hayvancılıktan başka geçim kaynaklarının olmadığını söyleyen Gülşen Bahram “ İneklerimizi otlatarak onların etinden sütünden geçiniyoruz. İneklerimiz otlamazsa biz ne yaparız? Doğamızın katledilmesini istemiyoruz. “ dedi. Bahram, ineklerini dolaştırmak için başka yerlerinin olmadığını Bizim yaylamızdan başka bir şeyimiz yok. Geçim kaynağımız onlar. Burada altın aranmasına karşıyız.” ifadelerini kullandı.

GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME Mİ SÜRÜKLEYECEKLER?

Yaz aylarında 5-6 ay yaylada yaşadıklarını söyleyen Saliha Demirci, “Yaylada 10 ay kalanlar var. Maden ile doğayı kirletecekler. Çocuklarımıza bu madenin zararı olsa ne yapacağız? Çocuklarımızın zehirden ölmesine karşıyız ve istemiyoruz. Göz göre göre insanları ölüme mi sürükleyecekler? Biz köyümüze, çocuklarımıza, doğamıza zarar vermelerini istemiyoruz. Temiz havamızı bozmalarını istemiyoruz. Başka yerde altın arasınlar.” ifadelerini kullandı. Çocuklarının geleceğinin yaylalar olduğunu söyleyen Ayşe Şahin “Biz bu işe karşıyız. Böyle bir şey olamaz. Bizim ineklerimiz var başka bir şeyimiz yok. Bize de ineğimize de zarar. Gidecek hiçbir yerimiz yok. Geçim kaynağımız orası.” dedi.

TEMİZ HAVAMIZ VE SUYUMUZ KALMAYACAK

Yaylalarının atalarından kalma olduğunu söyleyen Ayşe Demirci “Havamızı ve suyumuzu kimsenin kirletmesini istemiyoruz. Köyümüze ve yaylalarımıza öyle bir pisliğin gelmesini istemiyoruz. İnsanlar Ankara’dan İstanbul’dan buradaki doğal meyveleri yemek temiz suyu içmek için geliyor. Maden yapılırsa burası da İstanbul ve Ankara gibi olacak. Ne temiz havamız ne doğal hayatımız kalacak. Çocuklarımızı ve geleceğimizi kirletmenizi istemiyoruz.“ dedi. Çayırbağı sakinlerinden Dökme Demirci, “İzin vermiyoruz. Niye yaylamızı vereceğiz? Ülkemizi niye verelim. Oradan geçiniyoruz. Zaten köyümüz fakir. Hayvanlarımız ve çocuklarımız nerde yaşayacak?” dedi.

ÇOCUKLAR DA TEPKİLİ: OYUN ALANIMIZ YOK OLMASIN LÜTFEN

Honofter’e yapılmak istenen altın madenine çocuklar da tepki gösterdi. 13 yaşındaki Elif Ebrar Demirci: “Bize babamızdan dedemizden kalan ve 100 yıllık geleceğimiz olan yaylamızı mahvetmelerini istemiyoruz. Gitsinler başka yerlere. Bizim burada köy hayatımız ve yaşam yerimiz var. Bu yeşilliği mahvetmesinler.” dedi. 10 yaşındaki Asya Demirci ise “Oyun alanımızı çalmasınlar lütfen.” diyerek yetkililerden ricada bulundu. 8 yaşındaki Aylin Demirci korkusunu dile getirerek “Bizi zehirlemesinler lütfen. Yapılırsa biz de zehirleniriz.” ifadelerini kullandı. 9 yaşındaki Ahmet Arif Şahin ise “Yaylalarımızı hep elimizden alacaklar. Oyun alanıma hiç kimse giremez. Bu yüzden istemiyorum. Lütfen yaylalarımızdan uzak durun.” cümleleriyle yetkililere çağrıda bulundu.

BÜTÜN TRABZON ETKİLENECEK

Çayırbağı köylüsü Ali Gülyüz “Çevresel boyutun haricinde kültürel boyutu da var. Bunun zararının bilincindeyiz. Burada yapılacak patlatmalar sonucunda sadece Çayırbağı ve Düzköy etkilenmeyecek, bütün Trabzon etkilenecek.” dedi. Çayırbağı köylüsü İsmail Kum, yetkililerin yaylalarda kendilerine bir çivi bile çaktırmadıklarını, ancak projenin ÇED sürecinde olduğunu söyleyerek “Altın çıkarılsa bana faydası ne? Faydası kime olacak? Ben burada ineğimden suyundan, yumurtasından, sütünden faydalanıyorum.” ifadelerini kullandı.

DEVLETSİZ MİLLET, MİLLETSİZ DEVLET OLMAZ!

Gençliğinin bu yaylalarda geçtiğini söyleyen Ertan Köroğlu, “Biz Çayırbağı olarak devlet büyüklerimizden bize destek olmalarını diliyoruz. Bizim tek geçimimiz tarım ve hayvancılık. Karadeniz’de Çernobil nedeniyle kanser olmayan insan prostat olmayan insan göremiyoruz. Siyanürün de kanserojen etkisi çok fazla. Biz yaşamak istiyoruz.” dedi. Köroğlu, “Dedelerimizden aldığımız mirası torunlarımıza miras bırakmak istiyoruz. Topraklarımızı kül edip bırakmalarına karşıyız. Buraya turizm için gelsinler. Tatile gelsinler. Altın aradıkları yerde, biz bir daha Honefter Şenliği yapabilecek miyiz? Karadeniz kültürünü yaşatabilecek miyiz? Bizim devletimiz bize niye sahip çıkmıyor? Toprağımızda kimin gözü var? Kanuni yollardan karşılarında dimdik duracağız. Bu toprakları yolda bulmadık. Mera devletindir ama biz de devletiz. Devletsiz millet, milletsiz devlet olmaz.” ifadelerini kullandı.

DEVLET VATANDAŞINI MAĞDUR ETMEZ!

Düzköy köylüsü İsmail Kör de açıklamalarda bulundu. Kör, Çayırbağı’nda vatandaşların inek baktığını söyleyerek “bu vatandaşlar nereye gidecek?” sorusunu sordu. Yaylada evler yaptıklarını söyleyen Kör “Bu evlerimiz yıkıldığı zaman ne olacak? Yıllardır ormanlarımıza bekçilik yaptık. Bu ormanları biz kıydırmadık. Devlet şimdi geldi kırıp alıyor. Çalısını bile bize vermiyor. Türkiye Cumhuriyet Devleti hiçbir zaman vatandaşını mağdur etmez. Devlet mağdur etmeyecek şekilde yapsın. Bizi mağdur edecekse hapse atsın.” ifadelerini kullandı.