Direkt Atış

Zengin’in sofrası! Hani bir söz vardır: “Zengin’in malı züğürdün çenesini yorar” diye… Bugün benim çenem değil ama kalemim bayağı yorulacak gibi!...

Zengin’in sofrası!

ZENGYN..jpg

Hani bir söz vardır: “Zengin’in malı züğürdün çenesini yorar” diye…

Bugün benim çenem değil ama kalemim bayağı yorulacak gibi!

Hep fakir fukaranın sofrasına oturacak değiliz ya!

Hep garip gurebanın sofrasını yazacak değiliz ya!

Birazda asortik, zengin takılıp onların ihtişamlı sofralarını yazalım he ne dersiniz?

Hadi vira bismillah diyerek başlayalım.

Bizim Zengin’in sofrasına misafir olduk, abooo Zengin’in sofrasında da neler varmış neler!

Eee kolay değil kardeşim neredeyse çeyrek asra yaklaşan Genel Müdürlük makamının o sırçalı koltuğunda oturmak. Dengeleri gözetmek, kendini konumlandırmak, idare etmek…

Elbette Zengin’in sofrası muhteşem olacak!

Zira öyle olmasaydı ayıp olurdu!

Valla ne yalan söyleyeyim, Zengin’in hazırladığı sofrayı benim hazırlamam mümkün olmazdı, açıkça ben bunları yapamazdım gardaş ne bileyim.

Zengin’in hazırladığı sofrayla ilgili kulağımıza öyle şeyler geliyor, öyle şeyler geliyor ki hak getire, kul götüre gardaşım!!

Bizim Enis yani Yıldırım… Sinan ile ilgili bir zamanlar haber yapmıştı. Haberin başlığı “Ne Zengin’miş meğer” şeklindeydi. Enis haberinde Sinan’ın, İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde 580 bin TL tazminat aldığını yazmıştı.

Hacıosmanoğlu, Sinan’ı başkan olduğu dönem kovmuştu.

İleriye dönük sözleşmesi olduğu için iki yıllık tazminatını mahkeme yoluyla almıştı Sinan Zengin.

Ancak bu tazminat alışın hikâyesi başkaydı ya.

Ona da kısaca değinelim.

Trabzonspor’un avukatı Anıl Gürsoy Artan, Zengin gardaşımın tazminat talebiyle ilgili gönderdiği ihtarnameye bir gün gecikmeli başvurunca Sinan Zengin de tazminatını almaya hak kazanmıştı.

Gerçi o gecikmenin bilinçli yapıldığı sonradan yazılıp çizilmişti.

Zira Enis de buradan yola çıkarak bunu haber yapmıştı.

Sonra Sinan, İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde yeniden geri döndürüldü.

Tazminatını babalar gibi alan Sinan Zengin gardaşım için artık her şey ballı börekti!

Düşünebiliyor musunuz adam giderken de alıyor gelirken de yine alıyor!

Zengin gardaşımın aldığı tazminatta öyle küçük para değil, aldığı para kuruşu kuruşuna 580 bin TL…

Benim burada aklımın almadığı ya da ermediği şey nedense Sinan’dan hiçbir başkanın vazgeçememesiydi!

Ne ilginç değil mi? Zengin gardaşım, gönderilse bile sonra apar topar geri çağrılıyordu!

Adamda ne var ise?

Bildiğim kadarıyla Nuri Albayrak döneminde Genel Müdür olmuştu.

Sadri Şener, İbrahim Hacıosmanoğlu, Muharrem Usta. Bugün de Ahmet Ağaoğlu onunla çalışıyor.

Bu kadar başkanla bir Genel Müdür’ün çalışması enteresan değil mi?

Demek ki işlerinde çok başarılı… Allah bozmasın!!

Trabzonspor gibi bir kulübe lazım böyle bir Genel Müdür ama bizim kulağımıza gelenlerde ‘böyle müdür olmaz olsun’ cinsinden.

Birde, Sinan için ‘her dönemin adamıdır’ muhabbeti çok yapılıyor.

Muharrem Usta’nın yönetiminde yer alan bir yönetici ile konuştum. “Muharrem Başkan gönderecekti onu ama başaramadı. Neden başaramadı açıkçası bilmiyorum. Kulüpte tek söz sahibi odur. Yani gerçek başkan odur…” Allah Allah! Başka şeylerde anlattı oraya girmeyeceğim.

Bir Genel Müdür, başkanı ve yönetimi yönetiyor ise o zaman buyursun kendisi başkan olsun.

Doğru olan da bu olmaz mı?

Haaaa başka konular da var, onları daha sonra sizlerle paylaşacağım.

Dediğim gibi çenemiz değil ama kalemimiz yorulacak.

Olsun, böyle yorgunluk dostlar başına!

Yine de Sinan Zengin gardaşıma iyi çalışmalar diliyorum!

Yazımı şöyle bitirmek istiyorum!

Rahmetli Erkan Ocaklı söylüyordu, “Trabzon’un kazaları on tanedir on tane, sana da geleceğim falan filan darılma”

İnan, Enis Yıldırım ile sana da geleceğiz sakın darılma ama çok sıkı dur!

NİHAYET SAHTE ÜRÜNLERE EL ATTILAR!

NYHAYET..jpg

Biliyorsunuz Trabzonspor sahte ürüne karşı büyük mücadele veriyor.

Bir ara resmi siteden sürekli olarak sahte ürün uyarıları yapılırdı şimdi hiç yok.

Nedenini bilmiyorum.

Demek ki sahte ürün satışının önüne geçtiler.

Maşallah!!!

Trabzonspor armasını taşıyan ürünler TS Club’ta satılır.

Bunun dışında başka bir yerde satılması yasaktır.

Trabzonspor bayrağı, kaşkolu, atkısı, forması, beresi ne ararsan bu ürünlere yönelik hepsinin tek bir satış noktası vardır.

TS Club’ın dışında satılamaz… Satılabilmesi için o ürünlerin satışıyla ilgili lisans izni almalısınız.

Benim bir arkadaşımda bu işi yapıyor. “Miraç çok sıkılar bu işte. Lisanssız ürünü sattığın anda tepene biniyorlar” dedi.

Birisinin daha tepesine binmişler, aylar aylar öncesi.

Bir gün önce işyerine avukatlar gitti mi, çaktırmadan tabi ki.

Tespit etmişler, alışveriş yapıp fatura da almışlar.

Bir gün sonra savcılık kararıyla baskına gitmişler.

Bakmışlar ki işyerinde Trabzonspor’a ait tek bir ürün kalmamış.

Hepsi kaldırılmış… Belli ki ya kulüp içinden ya da başka bir yerden ona haber gitmiş.

Haliyle toplamış her şeyi! Zaten bir gün önceden tespit tutanaklı yapıldığı için o evraklar savcılığa gönderilmiş.

Sıkı durun! Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu kapatmış dosyayı.

İşlem yapılmasını istememiş.

Genel Sekreter Ömer Sağıroğlu, Futbolcular Derneği’nde anlatmış bu konuyu.

Bize de oradan geldi.

Ah Ömer Efendi Bey… Her yerde konuşma demedik mi sana, Kuzu’muz getirir haberi bize!

HEP BEN YAPTIM DİYORSUN

PEKİ SEN NASIL AS BAŞKAN OLDUN?

HEP_BEN_YAPTIM.jpg

Kendisine olan saygımızdan sevgimizden asla ödün vermeyiz!

Bunları kimseyle de tartışmayız, tartıştırmayız bile!

Ne var ki doğruları da harfi harfiyen yazmak zorundayız!

Daha doğrusu, bu konuda kim olursa olsun, onun için kitabın ortasından konuşmalıyız.

Bu kez Hayrettin abi için açık seçik yazacağım!

Yıllardır hep aynısın. Hiç değişmedin, değişmeyeceksin be abi!

Trabzonspor yönetimlerinde yer aldığında her şey doğru çünkü sen yapıyorsun ya o yüzden!

Ama olmadığın yönetimler hep yanlış çünkü sen yoksun ya o yüzden!

Sorarım be abi, bu yazdıklarım yalan mı?

Beraber kader birliği yaptığın arkadaşlarından elinde sadece birkaç kişisi kalmış!

Diğerlerinin hiç biri yok yanında! Neden, hiç düşündün mü bunu Hayrettin abi?

Şimdi Ali Sürmen’e sallayıp duruyorsun ya!

Hani her daim o kader birliği yaptığın arkadaşlarından biri olan Ali Sürmen’e!

Diyorsun ya hani “Siyasetin emriyle görevde olan yönetime destek oluyor.”

İyi de Hayrettin Abi sen Ağaoğlu’nun ilk dönemindeki yönetime nasıl girdin? Nasıl Asbaşkan oldun?

Biraz da bunu sorgulayalım!

Ne dersin?

Sorarım şimdi size, Dolmabahçe Sarayı’nda atılmadı mı Asbaşkanlığının temelleri!

Divan Başkanı Ali Sürmen ile birlikte gitmedin mi Bakan Berat Albayrak’ın yanına.

Orada Bakan Albayrak’ın onayıyla Ağaoğlu’nun yönetimine Asbaşkan olmadın mı?

Sana bunu sosyal medyada birkaç defa sordular ama tek kelam etmedin Hayrettin Abi!!

Bugün size ben sormuyorum direkt olayı yazıyorum.

Abi sen siyasetin onayıyla bir yönetime Asbaşkan olurken siyaset sorun olmuyor, Ağaoğlu’nun ikinci döneminde listede olmayınca bu yönetim ve Divan Başkanı Ali Sürmen siyasi oluyor öyle mi?

Evet, abi nerede samimiyet!

Nerede gerçekler?

Şimdi ise Bülent Akyazıcı’yı çıkartmaya çalışıyorsun Ali Sürmen’in karşısına. Ona oy istiyorsun.

Kusura kalma size karşı hata ediyorsam.

Peki Hayrettin abi, sen neden çıkmıyorsun? Neden ‘Adayım’ demiyorsun?

Neden hep geri planda kalıyorsun!

Merak ediyorum, karar alıp Bülent Akyazıcı’ya“Ali Sürmen’i siyasetten vur” diye bir okumanız olmuş mudur?

Bak abi, ben yerinde olsam, bu işlerden elimi ayağımı çekerim, çünkü sürekli yıpranan sen oluyorsun.

Mevcut yönetimin nasıl oluştuğunu sizin bu yönetime nasıl geldiğiniz gerçeğini hepimiz biliyoruz. Ağaoğlu seni istememesine rağmen siyasetin onayıyla Asbaşkan olduğunu da öyle zannediyorum ki, cemi cümle biliyordur.

Haaa belki bu yazdıklarıma “Yalan” diyeceksin!

Çık yalanla o zaman!

Top sende mikrofon sende… Sahne senin, buyur be abi!

AKYAZICI’NIN FENDİ KUZUYU YENDİ!

AKYAZICI.jpg

Kınalı kuzumuzun istihbaratçılığını kimseyle tartışmam.

İstihbaratçılık bir bilgi var ve alınacak ise, Kınalı kuzumuz o bilgiye, belgeye mutlaka ne yapar eder ulaşır.

Bugün yaşadıklarımızla gördüm ki, bizim kınalı kuzumuz Bülent Akyazıcı’nın istihbaratçılığı yanında halt yemiş!

Neden mi?

Ahan anlatayım.

Bülent Akyazıcı sosyal medyadaki paylaşımında, Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen’in disipline sevk yazısının içeriğini, hangi merciden sevk edildiğini alırken, sevk edilme tarihini de doğru yazmış.

Bunu resmî yetkililerden doğrulattık.

İyi güzelde Bülent Akyazıcı bey, sorarım size, siz habire ‘divan üyelerinin listesini alamıyorum’ diye algı yaratmaya çalışıyordunuz, siz kimsenin ulaşamayacağı bu bilgileri nereden aldınız?

Bu yazı sadece kulüpte, Ali Sürmen’de ve TFF Hukuk işlerinde vardı.

Malumunuz TFF Hukuk işlerinin başında da Mehmet Baykan Bey var.

Acaba diyoruz!

Ve diyoruz ki, bilgileri ve belgeyi kimden aldığını Bülent Akyazıcı açıklamalı ki, Ali Sürmen’in konuşma metninin TFF’ye kim tarafından gönderildiğini de hep birlikte öğrenmiş olalım!

Birde şunu diyorum!

Böyle hamleler yapmaya değer mi?

Bu nasıl bir hırstır?

Bu nasıl bir ihtirastır?

Yazık hem de çok yazık!

Ayıp hem de çok ayıp!

YAPMA BE METİN ABİ!

YAPMA_BE_METYN_ABY..jpg

Gerçi yaşananlara çokta şaşırmıyorum!

Tüfek icat oldu mertlik bozuldu derlerdi ya!

Bugün ise sosyal medya hesapları çıktı, her şey bozuldu diyorlar!

Metin Atasoy’un sosyal medya hesabında paylaştığı mesajlarını da hayretle izliyorum.

Ne diyor Atasoy “Ali Sürmen’den memnun değilim”

“Bu tüzüğün divan adaylığı şartlarını düzenleyenler camiaya bunu anlatmalı”

Tamam da sevgili Atasoy, Sürmen neyi yapmamış?

Neden Sürmen’den memnun değilsiniz? Sürmen’den memnun olmadığınız ne var ise yaz da bizler ve Sürmen de öğrenmiş olsun!

Birde tüzüğün kimler tarafından düzenlendiğini bilmiyor isen ben buna pes derim!

Aldığım duyumlarım yanlış değilse Metin Atasoy, Divan Başkanlığı seçimleri için Hayrettin beye destek veriyormuş.

Şu an yaşananlar sanki “Dün dündür, bugün bugündür” söylemini çağrıştırıyor bana.

Hani bir dönem Metin Atasoy kulüp başkanlığına aday olduğunda onu destekleyeceğini söyleyip, Atasoy’a isim verip, sonrasında seçime birkaç gün kala damadını sayın Hacıosmanoğlu’nun listesine dahil ettirip, Metin beye desteğini kesen ve kaybetmesine neden olan Hayrettin Hacısalihoğlu’na bu gün destek veriyor sevgili Atasoy…

Buradan anlaşılacağı gibi demek ki hiçbir şeye şaşırmamak gerek.

Allah aşkına nasıl bir camia oluverdik?

Bunu anlayan var ise ne olur bizlere de anlatıversin.

Biraz ağır olacak ama ne yapayım? Yapacak başka bir şey yok, maalesef camiada her türlü “entrika” dönüyor veya döndürülmeye çalışılıyor. Dönme dolap gibi!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Miraç Özağcı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.



Anket Trabzonspor bu sezon ligi kaçıncı sırada bitirir?
Tüm anketler