Çifte Bayram

Bu hafta iki bayram yaşadık. Biri resmî, diğeri dinî bayram. Yıkılmış yakılmış bir devletin küllerinden yeniden doğmuş bir devletin “Zafer Bayramı”nı...

Bu hafta iki bayram yaşadık. Biri resmî, diğeri dinî bayram. Yıkılmış yakılmış bir devletin küllerinden yeniden doğmuş bir devletin “Zafer Bayramı”nı hep birlikte kutladık. Geçmişimizle hep birlikte övündük. Bundan 95 yıl önce emperyalist güçlere karşı 30 Ağustos’ta kahraman evlatlarımızın bin bir zorluğa, yoksulluğa rağmen canlarını feda eden şehitlerimizin ve onların komutanlarını burada tekrar minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Mekânları cennet olsun. Bu millet ve devlet onlara çok şey borçludur.

12 milyonluk Türkiye, işgalci güçlere karşı etkili bir mücadele sergileyerek ülkemizi terk ettirmeye mecbur bırakılmışlardır. Fakat işgal ettiği topraklarda bağımsız bir Rum devleti kurma hayali içinde bulunan Yunanlılar ülkemizi terk etmemekte ısrar etmişlerdir. İzmir’i kuracakları devletin başkenti olarak ilan etmişlerdir. Bunun üzerine Atatürk ve silah arkadaşları her türlü tehlikeyi göze alarak, orduya Yunanlıların üzerine hareket emrini verdi. Şayet Türk ordusu kaybederse SEVR antlaşması gereği Yunanlılar topraklarımıza sonsuza kadar sahip olacaklar ve öteden beri besledikleri amaçları gerçekleşmiş olacaktı. Bu sebeple ölüm kalım savaşı başlatıldı. İlk olarak 23 Ağustos 1921 tarihinde Yunan ordusunun önünü kesmek için iki ordu Sakarya Nehri’nin doğusunda karşı karşıya geldi.

Eskişehir ve Kütahya Muharebelerinden yeni çıkmış yorgun ve donanımsız bir ordu olarak güç bakımından Yunan ordusunun çok gerisindeydi. Bunun farkında olarak Atatürk askerlerine: “Hattımüdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır. O satıh da bütün vatandır. Bu vatanın her toprağı kanla sulanmadıkça terk edilemez.” emrini verdi. Fevzi Çakmak Paşa kumandasındaki ordu 20 gün, 20 gece süren savaşın sonunda Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Çakmak gazi unvanlarını aldılar. Yunanlıları geri püskürten ordumuzda takip edecek mecal kalmamıştı. Halkımızdan yeni bir özveri istendi. Türk halkı bütün varını ortaya koydu. 200 bin Yunan askerine karşı çok az sayıda bir ordu toplandı. Hızla Yunan’ın peşine düşüldü.26 Ağustos 1922 akşamı, Mustafa Kemal yanında Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü paşalarla beraber Afyon Kocatepe’deki yerini aldı. Sabahın ezan sesleri ile taarruz başlatıldı.30 Ağustos 1922 tarihine kadar 4 gün süren amansız bir mücadele sonunda Türk Ordusu büyük bir zafer kazandı. Bu safhaya “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” adı verildi.

Ordunun İzmir’e doğru kaçan Yunan asker kalıntılarını temizlemek için takibine karar verildi. Mustafa Kemal’in tarihi: “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri!” komutu burada verildi. Böylece 1 Eylül 1922 de başlayan büyük taarruz,18 Eylül 1922 tarihinde Erdek limanından Yunan askerlerinin yurdu terk etmesi ile son buldu.

Bu zafer Türk ordusunun adsız kahramanları tarafından 15 günde 450 km. yolu yaya yürüyerek kazanılmış bir zaferdir. Ayrıca Türk’ün iman ve inancının çelikten daha üstün olduğunu gösteren bir örnektir. Üzerinde rahatça yaşadığımız bu topraklar kolay alınmamıştır. Şimdi bize düşen görev huzurumuzu kaçırmak isteyenlere karşı tek yürek, tek yumruk olmaktır.

Bu vesile ile tüm okurlarımızın “Zafer Bayramı” ile “Kurban Bayramlarını yürekten kutluyorum.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ahmet Aksoy - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.



Anket Trabzonspor bu sezon ligi kaçıncı sırada bitirir?
Tüm anketler