“BARIŞ PINARI HAREKATI” SONRASI

ABD ve AB devletlerinin sinsice gerçekleştirmek istedikleri Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki “Kürt Devleti” gayretleri 9 Ekimde başlayan “Barış Pınarı H...

ABD ve AB devletlerinin sinsice gerçekleştirmek istedikleri Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki “Kürt Devleti” gayretleri 9 Ekimde başlayan “Barış Pınarı Harekatı” ile tamamen hayal oldu. Daha önce de yapılan “Zeytin Dalı” ve Afrin operasyonları ile de harekat engellenmişti. ABD. uzun bir zaman Türkiye’yi oyalamış ve terör örgütlerine her türlü yardımı sağlamıştı.

Gerek “Barış Pınarı Harekatı” sonunda ABD ile Ankara’da yapılan görüşmelerde ve gerekse 22 Ekim 2019 da Soçi’ de yapılan görüşmelerde mutabakat sağlanarak Türkiye elini güçlendirmiştir. Türkiye başından beri fikrini açık ve net olarak beyan etmiştir. Kimsenin toprağında gözü olmadığını, hedefin terörü yok etmek ve huzuru sağlamak olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. Zira sınır bölgelerinden teröristlerce yapılan silahlı saldırılarda güney doğu illerimizde bir çok insanımız şehit olmuş ve milli güvenliğimiz tehdit altına girmişti .Şimdi gelinen sonuca göre 32 km. lik derinlikte ve 480 km. uzunluktaki Irak ve Suriye sınırında güvenli bölge oluşturulmuştur. Mümbiç ve Tel Rıfat’tan terör örgütleri silahları ile birlikte 150 saat içinde çıkmaları sağlanacaktır. Bunun kontrolünü de Türk ve Rus devriyeleri sağlayacaktır. Kamışlı haricinde 10 km. güneye çıkarılacaktır.

Bu operasyonlar süresince Türkiye tek yürek olarak destek vererek devletimizin ve kahraman ordumuzun elini güçlendirmiştir. Siyasi partilerde gerekli desteği göstermişlerdir. Hele İYİ parti genel Başkanı Sayın Akşener’in harekat boyunca mesajları bu birlik ve beraberliği pekiştirmiştir. Yakışanı da zaten buydu. Ancak Sayın Kılıçdaroğlu operasyon süresince devam eden suskunluğunu Salı günü gurup toplantısına kadar ancak devam ettirebilmiştir. Bu gurup toplantısında hiç gereği yokken:” Erdoğan benim cumhurbaşkanım değildir.” diyerek perhizini bozmuştur. Ayrıca Yargı Reformu yapılmasına rağmen insanların sabaha karşı habersiz evlerinin basılarak gözaltına alınmasına karşı çıkarak:” Ne gereği var. Telefon eder karakola çağırır ifadesin alırsın.” diyor. Bu sözleri duyduktan sonra insan acaba Sayın Kılıçdaroğlu ay da mı yaşıyor.* sorusu akla geliyor. Türkiye gerçeklerini bildikten sonra söylenen bu sözler hedef saptırma değilse saflık olabilir.

Türkiye bu operasyonlarla sadece askeri gücünü ıspatlamakla kalmamış sivillere karşı operasyon süresince gösterilen hassasiyetle tüm dünyaya örnek olmuştur. Gittiği yerlere getirdiği barış ,sevgi ve yardım eliyle hakkında yapılan algı operasyonlarını silip atmıştır. ABD nin Rakka ve Halep’te yaptığı katliamlar milyonlarla ifade ediliyor. Buna rağmen demokrasi havarisi kesilen Batı ülkeleri seslerini bile çıkarmamışlardır.

Şimdi sıra söz verdiği halde sözlerini yerine getirmeyen AB ülkelerine gelmiştir. Ya sözlerini yerine getirir, ya da kapıların sonuna kadar açılıp Suriye ve diğer ülkelerden gelen sığınmacıların AB ülkelerine gitmelerine imkan sağlanmalıdır. Türkiye onların karakolu, askerlerimiz ve emniyet güçlerimiz bekçileri değildir.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ahmet Aksoy - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.



Anket Trabzonspor bu sezon ligi kaçıncı sırada bitirir?
Tüm anketler