Yerel yönetimlerde adaylar

Yaklaşan mahalli seçimler için aday tespitlerinin sonuna geliniyor. Ancak tüm partilerde demokratik bir yol izlenmiyor. Son sözü millet söylemesi gere...

Yaklaşan mahalli seçimler için aday tespitlerinin sonuna geliniyor. Ancak tüm partilerde demokratik bir yol izlenmiyor. Son sözü millet söylemesi gerekirken, siyasi partiler ya da onların genel başkanları söylüyor. Partilerin tespit ettikleri adaylara halkın oy vermesi isteniyor. Hâlbuki yerel seçimlerin genel seçimlere göre apayrı bir özelliği var. Halkın tanıdığı, bildiği, güvendiği ve sevdiği bir liyakatli adayın seçilmesini istemesi en doğal hakkı iken, bu hak ona tanınmıyor. Onun adına başkaları karar veriyor. Genel seçimlerde olduğu gibi yerel seçimlerde de demokratik kurallar bir türlü işletilmiyor. Bu yöntem başta demokrasiye, dolayısıyla halkın iradesine karşı bir tutum oluyor.

Gönül isterdi ki her partiden veya parti dışından adaylar adaylığını koysun. Ama bu partilerden kimin aday olacağına halk karar versin. Bunun için de bağımsız yargı kontrolünde bir ön seçim yapılsın. Belirlenen adaylar proje ve programlarını görsel, yazılı basın ve konferanslarla halka anlatsın. Bunların arasında halk hangisini beğenirse onu seçsin. Ama maalesef bu böyle olmuyor. Hâlâ eski dönemlerde olduğu gibi “odun koysak kazanır” zihniyeti devam ediyor. Sonunda dört beş sene sonra belediye icraatında gözle görülür bir gelişme olmadan süre bitmiş oluyor.

Adaylar gücünü kendi bilgi, yetenek ve liyakatinden almıyor. Herkes ya genel başkanından ya idare kurulu üyelerinden ya da milletvekili desteğinden almağa çalışıyor. Bu da ister istemez objektif elemeyi engelliyor. Hele yöre dışından bir ısmarlama aday halkı çileden çıkarıyor. Şehrin sorunlarını bilmeyen, halkı tanımayan bir başkan bir dönemi içinde ancak bu eksikliklerini giderebilir. Gerek il, ilçe ve beldelerde belediye başkanlığı yapıp icraatı ile halkın gönlünde taht kurmuş birçok belediye başkanlarına geçmişte şahit olduk. Bu başkanlar seçildikleri şehirlerde sadece belediye başkanı değil, aynı zamanda o şehirdeki insanların “BABASI” havası yaratan kişilerdi. Halk aracı sokmadan randevu alıp direkt görüşülebilen insanlardı. Çeşitli etkinliklerle halkla yüz yüze gelebilen, bazen de bizzat halkın ayağına gidip dertlerini, sorunlarını dinleyebilendir bu başarılı başkanlar.

Kısacası belediye başkanlığı, halkı sevebilmek, halka hizmeti hakka hizmet olarak inanıp kabul edebilendir. Bu bir sevgi, ideal işidir. Gücünü diplomasından, parasından, genel başkanından ya da siyasetten alan insanların işi değildir. Siyaset bu seçimi isabetli yapamıyorsa, bırakınız halk yapsın. Siyaset de vebal altında kalmasın.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ahmet Aksoy - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.



Anket Trabzonspor bu sezon ligi kaçıncı sırada bitirir?
Tüm anketler