İstanbul ‘Beyoğlu’ bile senin sayende…
Trabzon’u fetheden Fatih, teslim olan David Komnen’e çok iyi davranır.
Kral ve ailesine, Tuna boylarında bir bölgenin yönetimini verir.
Eski kral Yanni’nin oğlu Aleksi, İslamiyeti kabul edip, İstanbul’da kalmak isteyince...
Bağlık bahçelik bir yer olan Pera’ya yerleştirilir. Şimdiki Tünel’in üst tarafına…
Buraya, Trabzon Beyi’nin oğlunun oturduğu yer anlamında ‘Beyoğlu’ denilir.
***
İnebahtı Savaşı’na katılan, yaralı olarak esir düşen…
Ve beş yıl sonra serbest bırakılan dünyaca ünlü Don Kişot’un yazarı Cervantes…
Anadolu’nun, Avrupalılar tarafından fethedileceği hayaliyle yanıp tutuşur.
‘Taç Şehri’ olarak gördüğü Trabzon’u fethedip, burada taç giymeyi düşler.
Tüm enerjisini ve heyecanını bu düşünden aldığını söylüyor araştırmacılar.
O dönemde kitaplarının satması için pek çok yazar da bu yolu seçer.
Trabzon’a yer verirler, hikâyeleri bir şekilde Karadeniz’de geçer.
***
1840’lı yıllarda Trabzon vilayetinin en değerli ürününün ipek olduğunu, dut ağacının ormanlar oluşturduğunu, Tirebolu, Giresun ve Ünye’nin ipek üretiminde ön planda olduğunu söyleyebilirim. Ancak devletin üreticileri yeterince teşvik etmediğini, teşvik etmesi durumunda bu ürünün tüm bölgeyi zengin edeceğini de belirtmeden geçemeyeceğim. Bunun yanında kendir ile ketenin de önemine değinmek gerekir. Trabzon Bezi olarak bilinen bu mal, sadece İstanbul, Selanik, Bursa ve İzmir’de değil, Halep, Kahire ve Bağdat’ta da ününü duyurmuş .
…
Mavi dalgaların oluşturduğu dar halkalar, uzaktaki büyülü aynalar gibi şahane görünümle parıldıyorlardı. Önümdeki tepeyi tırmanınca vahşi güzellikteki çalılıklar arasından Akkale’ye (Akçakale) doğru yürüdüm. Ama ne yürüyüş?
Dut, kestane, elma, armut, kiraz ve incir ağaçlarının oluşturduğu meyve ormanının arasından geçerek karaağaçlarla, meşelerle, büyük asma çardaklarıyla, içine girilmesi imkânsız çalılıklarla, güzel kabuklu andırana (kocayemiş), defne, fındık, komar ve zakkumlarla süslenmiş patikalarda yürüdüm.
Burada kendime ve okuyucuya sormak isterim. Acaba İtalya’nın Boscehette’si ya da kireçli Yunanistan, bu ihtişamlı ormanların güzelliği ile boy ölçüşebilir mi? Sanmam.
Ne mutlu ki uygarlığın tahrip edici ihtiyaçları henüz bu mutlu ve kutsanmış yerlere ulaşamamış. Size tavsiyem, yolunuz buraya düşerse, Karadeniz Alplerinin yaz kış yemyeşil ormanları içinde yürüyün. Jean-Jacques Rousseau’nun felsefesinin tuhaf olmaktan çıktığını ve burada derinliğini kaybettiğini göreceksiniz.
J. Philip Fallmerayer (Alman tarihçi)
***
Yapımı süren Trabzon-Erzurum yolunu görmek için yürüyüşe çıktık (1850). Türkler sonunda, eğer daha iyi bir yol yapılmazsa, tüm İran transit ticaretini kaybedeceklerinin farkına vardılar. Çünkü Ruslar, bu ticareti kendi topraklarına çekmek için başka bir yol yapmaktaydılar. Yol yapım çalışmalarında dört bin kişinin çalıştığı söyleniyor. Bunların çoğu mülteci ve yabancıdır. Geri kalanlar ise yakın çevreden gelen sağlam yapılı kişilerdir. Yolun maliyeti üç yüz bin ‘paund’a mal olacaktır. Bu miktar yaklaşık olarak demiryolu için harcanacak kadar bir rakamdır. Yol yapımında çalışan işçiler, işlerini müzik eşliğinde hafifletiyorlar. Kayaları taşıma ve yerleştirme esnasında adlarını bilmediğim değişik müzik aletleri çalıyorlar. Orada bulunan hemen herkesin eşlik etmesiyle oyun kuruyorlar. Bu insanlar ilginç.
Frederick Walpole (İngiliz seyyah)
***
“Trabzon dedikleri nasıl bir şey?”
“Yüzlerce binlerce yıldır anlatıla anlatıla, yazıla çizile bitirilemeyen bir şey.”
Uğramadan geçmemiş seyyahlar, tarihçiler mutlaka değinmiş, araştırmacılar…
Mahmut Goloğlu, ne güzel selamlamış bu şehri.
Trabzon’un uşağina
Kaytanina kuşağina
Zipkasina, mintanina, kukulasina
Çülkisine, çapulasina
Horonina, kemençesine, yayina
Funduğuna, misirine, çayina selam
Selam Trabzon’uma
Trabzon’u okumanın şimdi tam zamanı…
Anlamanın, yeniden fethetmenin…
(Mahmut Goloğlu’nun Trabzon Tarihi, M. Hakan Alşan ve Zafer Duran’ın birlikte hazırladıkları Trabzon Seyahatnamesi.)
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(2)Teşekkürler sayın hocam. Sayende yeni şeyler öğreniyoruz. Ne güzel! Allah, kalemini verimli sağlığını daim etsin. Selam ve sevgiler... - Zelkif Terzi
mümin - Bizden de selam.
Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.