Ok yaydan, tanklar kışladan çıkmıştır!

"Silivri'yi anlatayım: Yatsı namazını kılmak için kamet getiriyor arkadaş, cemaatle namaza durulacak, “birine geç namazı kıldır” diyorlar. O da tam im...

"Silivri'yi anlatayım: Yatsı namazını kılmak için kamet getiriyor arkadaş, cemaatle namaza durulacak, “birine geç namazı kıldır” diyorlar. O da tam imamete geçerken Silivri'nin duvarları açılıyor. Bütün koğuşlarla birlikte namaza duruyorlar. İmamete iki metre boyunda hiç tanımadıkları GÜL YÜZLÜ BİRİSİ geçiyor. Fakat namaz bildiğimiz namaz değil, FARKLI bir namaz kıldırıyor! Selâm verince namazı kıldıran kişi; “Hakkınızı helal edin, size farklı bir namaz kıldırdım çünkü ben ÖNCE geldiğim için bizim NAMAZ sizinkinden biraz farklıdır, o nedenle namazı böyle kıldırdım diyor." O kişiye, “Siz kimsiniz?” deyince; “Ben Yusuf (As.), her gün buradayım ama bugün Efendimiz arkadaşlara bir görünseniz” dedi diye devam ediyor…

Aman Allah’ım! Aklımızı kaçırtma, yolumuzu şaşırtma!

Okuduğunuz bu metin, toplumsal zehir katsayısı çok yüksek bir twit… Bu twiti atan kişi, FETÖ’nün ve cemaatin firari polis muhabiri, İngiltere’de yaşayan ünlü Ö.A.’dır. Silivri Ceza Evi’nde FETÖ tutuklularının bir akşam yaşadıkları (!) esrarengiz ve mucizevi(!) bir olayı anlatmaktadır. Şimdi Prof.Ö. A.’nın bu düzmece, hayal ürünü metinde ne demek istediğini anlamaya çalışalım:

Kullanılan üç sözcüğü büyük yazarak dikkatinizi çekmek istedim; çünkü verilmek istenen mesaj bu üç sözcükte kodlanmış! Ayrıca olayın geçtiği yer SİLİVRİ olarak verilmiş; Silivri Cezaevi’ndeki FETÖ tutukluları arasında yaşandığını iddia etiği olağanüstü bir olaydan söz ediyor. Hz. Muhammet’in kamyon kasasına indirildiği türden yeni versiyon bir anlatım.

Bazı Yahudilerin geçmişten bu yana NAMAZ kıldıklarını biliyoruz. FARKLI namazdan Yahudilerin önceki namazlarını kastettiğini düşünmek mümkündür. "ÖNCE geldim" derken de Tevrat’a ve Hz. Musa’ya işaret ettiği anlaşılıyor.

Evanjelistlerin yaptığı gibi; "Kuran’dan ve İncil’den ÖNCEvahyedilen Tevrat olduğu için, itibar edilmesi gereken O’dur. Bizim de ilk kitabımız Tevrat olmalıdır, onun hükümlerini de şartsız kabul etmeliyiz" mantığının oluşturulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Böylece Tevrat’ta bahsedilen Yehova ile Yahudiler arasında yapılan sözleşme gereğince, Yahudilerin üstünlüğünü kabul etmemiz hedeflenmiştir. Yani büyük İsrail’e zemin hazırlamak…

İki metre boyundaki hiç tanımadıkları GÜL YÜZLÜ adam Hz.Yusuf’u Silivri’ye getirmişler, Silivri Cezaevi’nde duvarları ortadan kaldırmışlar, FETÖ tutuklularına O’nun imametiyle yatsı namazı kıldırmışlar!

Olacak şey mi Allah aşkına?

Ama bu teşkilatın içinde bulunan belli kademe altındaki saf dindarlar(!), böyle uydurma anlatımlara inanmaya öylesine alıştırılmışlar ki aksini söyleyenlere büyük tepki göstermektedirler. Belli kademe üstündekiler kendi uydurduklarına inanacak değiller ya! Alt kademedeki samimi ve masum insanların bu tür anlatımlara inandıklarını, gözyaşı döktükleri, çığlık atarak kendinden geçtiklerini gören üst akıl, işlerin yolunda gittiğini görerek hala daha güçlü olduklarını test etmektedirler.

Bunu önlemenin yolu, insanlara GERÇEK DİNİ ÖĞRETMEKTEN geçer. Çünkü din, yaratılıştan gelen, fıtratımızda olan bir ihtiyacın karşılığıdır.

Şimdi, 15 Temmuz’da nasıl bir felâketten döndüğümüzün farkında mıyız? Felâketten döndük ama kurtulamadık. Büyük İsrail meselesi (Arz-Mevud) olduğu müddetçe bu bölgede kan ve gözyaşı uzun yıllar bitmeyecektir. Amerika, İsrail’in ve siyonizmin kontrolünde olduğu için, Türkiye’nin Amerika ile müttefikliği(!)nin geleceği karanlıktır. ÇünküAsıl merkez Washinton değil, Telaviv’dir!

Özellikle 1946 Truman Anlaşmasından sonra geçen süre içinde Amerika, Türkiye’deki kurum ve kuruluşlara değişik adlar altında öylesine sirayet etmiş, öylesine yerleşmiş ki bu ahtapotun kollarından nasıl kurtulacağımıza ilişkin çok fikir yürütmemiz, çok düşünmemiz çok çalışmamız gerekir. Bu nedenle Türkiye çok zor bir sürece, karanlık bir tünele doğru yavaş yavaş ilerlemektedir.

Kılıç kınından, ok yayından, tanklar kışlasından çıkmıştır. Dün Kıbrıs’ta, Bugün Suriye’de, Kuzey Irak’ta, yarın belki Musul’da, Kerkük’te, Süleymaniye’de, Batı Trakya’da olacaktır. Kılıç kınına, ok yayına, tanklar kışlasına belki yüz yıl boyunca geri dönemeyecektir .

“Allah bu Millete bir daha İstiklâl Marşı yazdıracak günler göstermesin.”

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Abdullah Gülay - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.



Anket Trabzonspor bu sezon ligi kaçıncı sırada bitirir?
Tüm anketler