AŞAĞI TÜKÜR SAKAL, YUKARI TÜKÜR BIYIK

Önce imar affı veya imar barışı dendi. Sonrası mı? Tam bir facia oldu! Hem de iki türlü facia oldu! Birinci facia; yaylalarda arazisi veya eski...

Önce imar affı veya imar barışı dendi.

Sonrası mı? Tam bir facia oldu!

Hem de iki türlü facia oldu!

Birinci facia; yaylalarda arazisi veya eski evi olup, imar barışını duyan-okuyan gören herkes, kazmayı küreği eline alıp, o güzelim yaylara üstelik hepimize ait olan evet o yaylarda en muhteşem villalarını yaptılar!

Onlar yaptı, mülkü amirler dahil hepimiz bu yapılanmaya maalesef seyirci kaldık!

Bugün ise, uyuduğu sanılan devlet uyanıp devreye girdi, imar barışına güvenip ev ve villalarını yapanların, evleri ve villalarını bir bir yıkmaya başladılar.

Sonuç malumunuz!

İkinci facia ise…

O villalar ve evlerin yapılması için avuçlar dolusu paralar harcandı.

Yani yapılanlara bir milli servet gitti.

Bu milli servet ne hazindir ki yıkımla birlikte buharlaşıp ucu verdi.

Hani ya söylenir ya ”Aşağıya tükür sakal, yukarıya tükür bıyık misali” yaylaların durumu da aynen buna benziyor.

Allah herkesin yardımcısı olsun.

BİZ DE MERAK EDİYORUZ

Acaba öyle mi?

Acaba söylendiği gibi mi?

Sadece Haçka Yaylasındaki kaçak yapılar mı yıkılıyor?

Vatandaş bunu merak ediyor.

Ve sorguluyor.

Tabi ki bizlerde merak ediyoruz diğer yaylalardaki yıkım işlerinin akıbetinin ne olacağını?

Öyle zannediyoruz ki ,kaçak yapılan her yapı yıkımla zaman içerisinde mutlaka buluşacaktır.

NEDEN YIKSIN?

Haçka yaylasındaki yıkımın feryadı da şehir merkezine kadar geldi.

Bağrışmaları, yıkıma karşı direnişleri de çıkan feryat figanı buralardan duyduk.

Ne deriz?

“Şeriatın kestiği parmak acımaz”

Devlet yıkım uyguluyorsa, mutlaka geçerli bir gerekçesi vardır.

Öyle ya devlet vatandaşının evini durup dururken neden yıksın?

Bize göre burada tek hata şurada yapılmıştır.

Bu yapılar yapılırken devlet yetkilileri neden müdahil olup, bu yapıların yapılmasını engellemedi?

Sorgulanması gereken yer burası.

Cevap bulması gereken de…

UZUNGÖL KURTARILSIN

Kanayan yaraydı Uzungöl.

Öyle bir kanayan yaraydı ki, hangi cerrahi müdahale yapılmışsa, dikiş bir türlü tutturulamadı.

O kanayan yara hala kanamaya devam ediyor.

Kim gitmiş görmüşse, herkesin, ‘ah vah’ çekilen yeri konumuna gelmişti bir zamanların doğa harikası Uzungöl.

Neredeyse ağıt yakılır bir hal almıştı bir zamanların o muhteşem Uzungöl’ü.

Burası için de yıkım kararı alındı.

Doğrusu olan da buydu zaten.

Ancak yıkım kararı alınmasına rağmen, aldığımız bilgilere göre sadece bir-iki binaya dokunulmuş

Gerisinin akıbetinin ise ne olacağı şu an meçhul!

Realite şudur Uzungöl’ün kurtulması için.

Uzungöl’ün tekrar eski güzelliğine kavuşması için.

Devlet kimsenin gözünün yaşına bakmamalıdır.

Devlet ayrı-gayrı yapmamalıdır.

Yıkım için araya girenleri kabul etmemelidir.

Yoksa bunu yetkili ve etkili kişiler kimselere anlatamaz.

En önemlisi ise batıdan başlayan yıkım, doğuda neden yapılmıyor ? Yoksa evet yoksa, devamını ben yazmıyorum, gibi halkta bir algı oluşur ki, sıkıntı da burada olur.

SON SÖZ ; Durmak yok, kaçak yapıları yıkıp yaylalarımızı kurtarmaya devam diyorum…

ÇEBİ DOĞRU İSİM

Biraz da siyasete değinelim.

Gözler AK partiye çevrilmiş.

Revi mi devam edecek?

Yoksa genel merkez seçim mi diyecek?

Siyasi kulislerdeki iddialar ve dedikodular gırla gidiyor.

Kulislerde ‘Genel merkez seçim derse üç isim öne çıkacağı’ konuşuluyor.

Selahattin Cebi, Hasan Dilekoğlu ve Enes Aslan’ın isimleri ciddi ciddi kulislerde zikrediliyor.

Hatta olası bir seçim kararı çıkar diye de, il başkanlığı adaylığı için ismi geçenlerde, çalışmalarını sessiz-sedasız sürdürdüklerini de biliyoruz.

Benim edindiğim bilgilerde, daha doğrusu yaptığım istişarelerde, Revi’nin olmaması halinde en şanslı adayın Selahattin Çebi’nin olduğu, Çebi’nin bu görevi layıkıyla yapacağı söyleniyor.

Ben de açık-seçik aynı fikirdeyim.

Selahattin Çebi’nin kişiliği, insanlara dokunuşu ve kucaklaması, mütevazılığı, çalışkanlığı, bilgisi, becerisi ise mükemmelden ötedir.

Trabzon’da AK partiyi taşıyacak üç-beş isimden birisidir.

Alacak olduğu görev üzerinde asla sırıtmaz.

Daha doğrusu Selahattin Çebi, il başkanlığı için doğru isimdir.

REVİ TAÇLANDIRILMALIDIR

İki dönem il başkanlığı yapan Haydar Revi’nin siyasi hayatını bana göre ilgili makamlar taçlandırmalıdır.

Başarılı olmuş bir il başkanın bundan sonraki yol haritasında tekrar il başkanlığı olmamalıdır.

AK Parti cenahında sürekli dillendirilen şey, tekrar 2002 ruhunun yakalanmasıdır.

Evet bu ruhun yakalanması için de yeni bir yüz.

Yeni bir teşkilat yapılanması kaçınılmazdır.

Bunu zaten genel merkez de biliyor.

Hakeza onlar da aynı şeyleri dillendiriyorlar.

O nedenle diyorum ki, başarılı il başkanlığına imza atan Haydar başkanın Ankara güzergahına doğru yol alması en doğru karar olur.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Miraç Özağcı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Günebakış Trabzon Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Günebakış Trabzon Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Günebakış Trabzon Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Günebakış Trabzon Haber değil haberi geçen ajanstır.



Anket Trabzonspor bu sezon ligi kaçıncı sırada bitirir?
Tüm anketler